GüncelMakaleler

BELLEK | 1917 BÜYÜK EKİM DEVRİMİ

Ekim devrimi, ekonomide ve politikada, yaşamda ve yaşam tarzında, gelenek ve göreneklerde, kültürde ve tüm dünyanın sömürülen yığınlarının tüm ruhsal fizyonomisinde temel bir dönüşüm demektir.

Ekim Devrimi’nin 105. yılındayız. İnsanlık tarihinde büyük değişikler yaratan bu büyük devrimi her yıl dönümünde anmak, bu devrimden dersler  çıkarmak ve ülkemiz koşullarına uyarlamak hepimizin kaçınılmaz görevidir.

Bundan dolayı, aşağıdaki yazıyı Stalin yoldaşın tüm ciltlerinden derleyerek okuyuculara sunmayı görev bildik.

Ekim’e nasıl gelindi?

Petersburg, Moskova, Kiev ve Yekaterinoslav (Dnyepropetrovsk) (işçi sınıfının kurtuluşu için mücadele birlikleri) ve ‘Genel Yahudi İşçi Birliği’ (kısaca Bund denir)  adı geçen örgütlerin birleşmesiyle ”Rus Sosyal-Demokrat İşçi Partisi ” 1898 yılında kuruldu.

1903 yılında RSDİP  ‘Bolşevik’ – ‘Menşevik’ olarak ikiye ayrıldı.

1905 yılında işçilerin ve köylülerin ayaklanması bastırıldı ve burjuva demokratik devrimi tamamlanamadı.

1917 Şubat Devrimi gerçekleşmiş olmasına rağmen kendi içinde uzlaşmaz çelişkiler taşıyordu. Devrim, işçilerin ve köylülerin çabasıyla gerçekleşmiş olmasına rağmen iktidar burjuvazinin eline geçmişti. Milyukov-Kerenski burjuva hükümeti, çiftlik sahipleri ve kapitalistlerin çıkarlarını koruyordu. İşçilerin ve köylülerin çiftlik sahiplerine ve kapitalistlere karşı mücadelesinde burjuva hükümeti işçilere ve köylülere karşı saldırıya geçti.

İşçiler ve köylüler, savaşa son vermek, barışı kurmak, sömürüden ve zulümden kurtulmak için Çarlığı yıkmışlardı. Fakat bu seferde burjuva hükümetinin baskılarına maruz kalmışlardı. Köylülere  toprak dağıtılmamıştı, fabrikaların ve işletmelerin durması önlenememişti.

Ülke, emperyalist savaşın,ekonomik yıkımın ve yiyecek kıtlığının altında ezilmeye devam ediyordu. Burjuva hükümeti tüm bu sorunları, bu iç çelişkileri çözmekten acizdi. Ve devrimin temel sorunları mevcudiyetini koruyordu.

İşçilerin yararına sanayi işletmelerine, köylülerin yararına çiftlik topraklarına el koymak, emperyalist savaşa son vermek ve barışı getirmek, ülkeyi ekonomik çöküntüden kurtarmak, zulmü ve sömürüyü ortadan kaldırmak için yeni bir devrime yani Sosyalist Devrime ihtiyaç vardı. Ve bu sosyalist devrim kendisini dayatıyordu.

Bolşevikler, Lenin’in önderliğinde devrime hazırlanıyorlardı. Bolşevikler savaş ve ekonomik sarsıntı çıkmazından kurtulmanın tek yolunun iktidarın proletarya tarafından ele geçirilmesinde görüyorlardı. Böyle bir devrim olmadan emperyalizmden kopmanın ve Rusya’yı O’nun pençesinden kurtarmanın olanaksız olduğunu savunuyorlardı. Bolşevikler ülkede iktidarı devralma misyonuna sahip tek organ olarak Sovyet Kongresi’ni (işçi-köylü kongresi) topladılar ve ” Önce Devrim, sonra Barış” sloganıyla harekete geçtiler.

1917 Şubat Devriminden 1917 Ekim’e kadarki 8 aylık zamanda Lenin’in önderliğindeki  Bolşevik Partisi dünyayı derinden sarsan Büyük Ekim Devrimini gerçekleştirdi.

Ekim Devrimi, çiftlik sahiplerinin ve burjuvazinin iktidarını devirip onun yerine işçi-köylü hükümetini kurarak, Şubat devriminin çelişkilerini bir darbede çözdü. Büyük toprak sahiplerinin ve kulakların mutlak egemenliğinin kaldırılması ve toprakların Kır’ın emekçileri yığınlarının istifadesine devredilmesi, fabrikaların ve işletmelerin mülksüzleştirilmesi ve bunların yönetilmek üzere işçilere devredilmesi, emperyalizm ile  bağların koparılması ve soygun savaşına son verilmesi, gizli anlaşmaların yayınlanması ve yabancı bölgelerin ilhak edilmesi politikasının teşhir edilmesi, nihayet, ezilen halkların emekçi kitlelerin kendi kaderini tayin hakkının ilan edilmesi ve Fillandiya’nın bağımsızlığının tanınması.

İşte Sovyet iktidarı tarafından Sovyet devriminin başında alınan temel önlemler bunlardır.

Bu gerçekten Sosyalist bir devrimdi. Merkezde başlamış olan devrim uzun zaman bu dar alanın çerçevesi içinde kalamazdı. Merkezde zafere ulaştıktan sonra kaçınılmaz olarak kenar bölgelere yayılmak zorundaydı. Ve gerçekten de Kuzeyden gelen devrim dalgası, devrimin daha ilk günlerinde tüm Rusya’ya yayıldı. Ve kenar bölgeleri ardarda sardı. Ekim devrimiyle birlikte kenar bölgelerdeki işçilerin ve köylülerin Rusyada’ki işçiler ve köylülerle ittifakı sağlamlaştı.Sosyalizme inançları iyice pekişti.

Böylece tüm Rusya’nın işçileri ve köylüleri, kenar bölgelerdeki işçilerle ve köylülerle burjuva ulusal ”hükümetlerin” karşı-devrimci ittifakına karşı sosyalist ittifakı gerçekleştirmiş oldular. Batı’lı emperyalistlerden yardım isteyen kenar bölgelerin ulusal hükümetleri karşı-devrimci karekterlerini ortaya koydular. Kenar bölgelerin işçileri ve köylüleri, Rus sovyetlerinin de desteğini alarak kendi ulusal hükümetlerini yerle bir ederek devrimlerini gerçekleştirdiler. Böylece ”tüm iktidar ulusal burjuvaziye” sloganıyla birlikte kendi kaderini tayin ilkesinin eski burjuva kavranışı, bizzat devrimin seyri tarafından teşhir edilerek bir kenara atıldı. ”Tüm iktidar milletlerin emekçi yığınlarına” sloganı ile kendi kaderini tayin  ilkesinin sosyalist kavranışı, haklılığını ve uygulanma olanaklarını kazanmış oldu.

Bu şekilde, eski burjuva ulusal kurtuluş hareketlerine son veren Ekim devrimi, ezilen ulusların işçi ve köylülerinin her türlü baskıya karşı -dolayısıyla ulusal baskı da dahil- kendi burjuvazisinin ve yabancı burjuvazilerin iktidarına, genel olarak emperyalizme karşı yeni sosyalist bir hareket çağını açmış oldu.

Ekim devriminin bütün dünyadaki devrimci hareketin gelişmesi üzerinde bir dizi temel soru sayılabilir :

1-Ekim devrimi, her şeyden önce,dünya emperyalizmi cephesini yarmış en büyük kapitalist ülkelerden birinde emperyalist burjuvaziyi devirmiş ve sosyalist proletaryayı iktidara getirmiş olmasıyla önemlidir.

Ücretli köleler sınıfı, mazlumlar sınıfı, ezilenler ve sömürülenler sınıfı insanlık tarihinde ilk kez egemen bir sınıf durumuna yükseldi. Onların bu örneği, tüm ülkelerin proletaryasını derinden etkiledi. Bu, Ekim devrimi, yeni bir çağ, emperyalizm ve proleter devrimler çağını başlattı demektir.

2-Ekim devrimi, emperyalizmi yalnızca egemenlik merkezlerinde, yalnızca ”Anavatan”larda sarsmadı. O aynı zamanda emperyalizmin cephe gerisine, çevresine de bir darbe vurdu. Ve emperyalizmin ve sömürge ve bağımlı ülkelerdeki egemenliğini sarstı. Sömürge ve bağımlı ülkelerde kurtuluş devrimi çağı, bu ülkeler proletaryasının uyanış çağı, devrimde hegemonyası çağı başlamıştır.

3- Ekim devrimi, emperyalizmi sarsmakla kalmamış aynı zamanda ilk proletarya diktatörlüğünün şahsında uluslararası devrimci hareketin güçlü ve açık bir üs’sünü, daha önce hiç bir zaman var olmamış olan ve şimdi dayanabileceği üs’sü yarattı. Dünya devrimci hareketinin açık bir merkezini, daha önce hiç bir zaman var olmamış olan ve etrafında bütün ülkelerin proleterlerinin, ezilen halklarının emperyalizme karşı devrimci bir birleşik cephede örgütleyerek onların kümelenebileceği o merkezi yarattı.

4-Ekim devrimi, yalnızca ekonomik ve toplumsal-siyasi ilişkiler alanında bir devrim değildir. O aynı zamanda işçi sınıfının kafasında, işçi sınıfının ideolojisinde de bir devrimdir, Ekim devrimi, Marksizmin bayrağı altında proletarya diktatörlüğü düşüncesinin bayrağı altında, emperyalizm ve proleter devrimleri çağının Marksizmi, Leninizmin bayrağı altında doğdu ve güçlendi. Dolayısıyla Ekim devrimi, Marksizmin reformizm üzerindeki, Leninizmin sosyal-demokratizm üzerindeki, üçüncü enternasyonalın ikinci enternasyonal üzerindeki zaferi demektir.

5-Ekim devrimi,  Batı’nın işçi ve köylülerine canlı, kurtarıcı bir örnek olan, onlara savaşın ve emperyalizmin boyunduruğundan kurtuluşun gerçek yolunu gösteren dünyadaki ilk devrimdir,

6- Ekim devrimi, Doğunun boyunduruk altındaki halklarının emekçi kitlelerini, yüzyıllar süren uykularından uyandıran ve onları emperyalizme karşı savaşa sürükleyen  dünyadaki ilk devrimdir.

7-Ekim devrimi, geri doğunun ve ileri batının halkları arasında bağlantı kurarak, bunları emperyalizme karşı ortak savaş kampında birleştirmektedir.

8-Ekim devrimi, ulusal sorunu, kısmi bir sorundan, ulusal boyunduruğa karşı mücadele sorunundan, ulusların, sömürgelerin,yarı-sömürgelerin emperyalizmden kurtuluşu genel sorunu haline getirmiştir. Ulusların Kendi  Kaderini Tayin Hakkı (UKKTH)’nı getirerek bu hakkı savunmuştur.

9-Ekim devrimi, kapitalizmin tasfiyesi ve dünya ölçüsünde sosyalist düzenin kurulması doğrultusunda bir dönemeç teşkil eden, dünya emperyalizmine karşı uluslararası  sosyal cephenin yarılmasını getirmiştir.

10-Ekim devrimi, tüm dünya devrimlerinde ilk olarak orta katmanlar ve herşeyden önce köylülük sorununu ön plana çıkardı.Ve II. enternasyonal kahramanlarının bütün ”teori”lerine ve bütün yakınmalarına rağmen bu  sorunu başarılı bir biçimde çözdü.

11- Ekim devrimi, tüm milliyetlerin ve kavimlerin orta katmanlarına proleter olmayan katmanlarına, köylü katmanlarına sosyalizmin görüşlerinin yolunu açtı,sosyalizmin bayrağını onlar arasında popüler bir bayrak haline getirdi.

12-Ekim devrimi, tek ülkede devrimin zaferi mümkünlüğünü getirdi.

13-Ekim devrimi, dünyada ilk proleterya diktatörlüğünü ve ilk proleter devleti yarattı.

14-Ekim devrimi dünyanın ilk kızıl ordusunu yarattı.

15- Ekim devrimi,yalnızca ”ulusal çerçeve içinde” bir devrim değildi, aksine öncelikle uluslararası önemi dünya çapında önemli olan bir devrimdir. Çünkü o, insanlığın tüm tarihinde temel bir dönüşüm, eskiden yeniye bir dönüşümdür.

Geçmişin devrimleri, alışılagelmiş şekilde hükümet dümenine bir  sömürücü grubun yerine bir başka sömürücü grubun gelmesiyle sonuçlanıyordu. Sömürücüler değişiyordu, sömürü kalıyordu. Köle devrimleri, serf devrimleri, ticaret ve sanayi burjuvazisinin devrimleri döneminde bu böyleydi. Ekim devrimi bu devrimlerden ilkesel olarak farklıdır.

O, hedef olarak bir sömürü biçiminin yerine diğer bir sömürü biçimini geçirmeyi, bir sömürücü grup yerine diğer bir sömürücü grubu geçirmeyi koymuyor, aksine insanın insan tarafından her türlü sömürüsünü ortadan kaldırmayı ve bütün ve her türlü sömürü gruplarını devirmeyi hedefliyordu.

Ekim devrimi, ekonomide ve politikada, yaşamda ve yaşam tarzında, gelenek ve göreneklerde, kültürde ve tüm dünyanın sömürülen yığınlarının tüm ruhsal fizyonomisinde temel bir dönüşüm demektir.

Ekim Devrimi’nin tüm kazanımlarını bilince çıkarıp O’nun aydınlığından daima yararlanıp, güncelleyerek yolumuza ışık tutmalıyız.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu