Kadın

İnfazların hedefi, kadınların örgütlü gücü!

22 Aralık günü sabaha karşı İstanbul-Gaziosmanpaşa’da bir eve baskın düzenleyen devletin kolluk güçleri 2 devrimci kadını infaz etti. Tıpkı Amed’de ev baskınında katledilen Taybet Canşin, yine Amed’de polise saldırı düzenlediği gerekçesiyle katledilen Güler Eroğlu, İstanbul’da ise ev baskınları sırasında katledilen Günay Özarslan, Dilek Doğan ve Dilan Kortak gibi. Yeliz Erbay ve Şirin Öter isimli iki kadın devrimci kadın, erkek devlete karşı sonuna kadar direnerek ölümsüzleştiler.

Yeliz ve Şirin’i katledenler, onları infaz etmekle yetinmediler; erkek egemen sisteme karşı örgütlenen ve hesap sorma bilincini kuşanan iki devrimci kadının bedenlerine işkence de yapıldı. Yeliz ve Şirin’e yapılanlar bize bir kez daha gösterdi: Kadının bedenini yok etmekle yetinmeyen sistem, kimliğine de saldırarak diğer kadınlara açıkça gözdağı vermeye; kadınların politikleşmesi, örgütlenmesi önünü kesmeye çalışıyor. Çünkü kadınların örgütlü bir güç haline gelmesi onların en büyük korkuları!

Türk hakim sınıfları ve onların şuanki temsilcisi AKP, 20 Temmuz itibariyle devreye soktuğu savaş konseptiyle Kürt halkını ve muhalif her kesimi hedef almaya devam ediyor. Cizîr, Silopiya, Sûr, Farqîn, Kerboran’da ilan edilen sokağa çıkma yasaklarıyla beraber gerçekleştirilen katliamlar, Suruç ve Ankara’da direkt muhalif kesimlere yönelik bombalı saldırılar, siyasi soykırım operasyonları ile süreçte hedefin, ezilen sınıfı sindirme, sindiremediği takdirde imha etme olduğu açık.

Devlet aygıtıyla kendisini koruma altına almaya çalışan kapitalist emperyalist sisteme, yine aynı aygıt aracılığıyla aynı amacı güden erkek egemen sistem eklenince kadınların, TC devletinin tüm politikalarının en öncelikli hedefi olduğunu 5 aylık süreç boyunca gördük-görmeye devam ediyoruz. Erkek egemen sistemin devletin en ince ayrıntısına kadar sızmışlığıyla beraber kendini var eden erkek-devlet, politik ve örgütlü kadınlara  yönelik baskı ve imha politikalarıyla yaklaşıyor; sadece İstanbul’da son 5 ay içerisinde infaz edilen 5 kadın ise bunun en önemli göstergesi!

Erkek şiddetiyle her gün kadınları katleden, şiddetin her türlüsüne maruz bırakan, emeğini görünmez hale getiren erkek egemen sistem; kadınların bilincinin açığa çıkmasından, politika yapmasından ve sonuç itibariyle karşılarında bir güç olarak yer almasından duyduğu korkuyla her bir kanalında yer aldığı devletin şiddetini son süreçte en görünür haliyle devreye soktu.

Yaşamın her alanında özne olma cüretini kuşanan kadınlara karşı nefretini ve tahammülsüzlüğünü infazları ile beraber ortaya koyan erkek devlet, kadınları infaz etmekle yetinmiyor; katlettiği kadınlara erkek şiddetini uyguluyor. Kuşkusuz ki, “namus” kavramı adı altında kadınların bedenlerine ve kimliklerine yabancılaşmasını, özgürlük için gideceği yolda zincirlerini koparamamasını amaçlayan sistem, bu kavramın altını boşaltan kadınlara özel olarak erkek şiddetini uygulayarak  kadınların karşısına bir güç olarak çıkmasından duyduğu korkuyu bir kez daha açığa çıkarıyor.

Bu korkunun en büyük sebebi, kadınların yüzyıllardır maruz kaldıkları katliam, şiddet ve emek sömürüsü sarmalı! “Ezilenin ezileni” olma durumunun yarattığı dezavantajlar, diğer yandan kadınların kendi içerisinde bir güç oluşturmasını sağladı. Bu güç olmasaydı, kadınların yaşama iradesini ortaya koyması mümkün olamazdı. Politik olma yada olmama ayrımına gitmeksizin bütün kadınların en temel yaşam hakları için ve hatta “yaşamak” için evde, okulda, sokakta, işyerinde bir mücadele vermek zorunda ve bu mücadele kadını bugün güçlü yapandır.

Sistem bu gücün örgütlü olarak karşısına çıkmasından, kendisini alaşağı etmesinden bugün dünden daha fazla korkuyor. Çünkü, kadın mücadelesinden elde edilen deneyimler ışığında kadınlar gücünün farkına varıyor, kadın bilincini kuşanarak mücadeleyi seçiyor. Bu korku, kuşkusuz erkek egemen sistemi, gerek erkek gerek devlet aracılığıyla daha fazla saldırıya itecektir. Taybet, Güler, Günay, Dilek, Yeliz ve Şirin’in bıraktığı yerden mücadeleye devam etmemizin zorunluluğu bundandır!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu