Manşet

YDG 7. Konferansında İlk Gün Sonuçlandı

 

Amed’de düzenlenen YDG 7. Konferansında ilk gün; yoğun tartışmalar eşliğinde sonuçlandı. Sabah yapılan ilk oturumun ardından; toplumsal mücadelede YDG’nin rolü üst başlığı altındaki tartışmalar; YDG ve demokrasi kültürü; demokratik işleyiş konuları ve bir diğer sunum olarak da; yine birbirine değen konular olarak kurumsallaşma sorunları ile son olarak da politika üretme tarzımızın iyileştirilmesi ile ilgili tartışmalarla sürdü.

YDG ve demokrasi kültürünün; demokratik işleyiş sorunlarının tartışıldığı ve demokrasiye bakış açımızdaki sakatlıkların özetlendiği ilk sunumda; demokratik işleyiş çerçevesinde YDG’nin bir DKÖ olduğu vurgulandı ve DKÖ’ler; kitlelerin tartışıp, inisiyatif aldığı yerler olarak tanımlanarak; YDG’nin bir DKÖ olarak işleyiş ve algılayış sorunları ortaya konuldu. Farklı algılayışları ötekileştirme anlayışı eleştirilerek; demokratik işleyiş ve demokrasi kültüründeki sıkıntıların kaynağı olarak; kitle çizgisindeki sekterlik ve farkı bileşenlerle, sorundan rahatsız olan en geniş bileşenle iş yapmayı becerememe sorununun kaynaklık ettiği belirtildi. Kitle çizgisinde istikrarsız tavrın; toplumsal olaylara müdahale kabiliyetini gerilettiği belirtilerek; kolektif işleyen mekanizmaların oluşturulamamasının mücadeleyi darlaştırdığı eleştirildi. Demokratik bir işleyişin geliştirilmesi için, sorumluluk paylaştırılması, kolektif işleyen mekanizmalar ve haftalık toplantılar önerilerinde bulunuldu.

İlk günün bir diğer sunumu da; yine aynı üst başlık altında ve diğer tartışma konuları ile de bağlantılı bir biçimde ele alınan; Kurumsallaşma konulu sunum oldu. Bu sunum çerçevesinde yürüyen tartışmalarda; YDG’nin halk gençliğine önderlik etme misyonunu oynayabilmesi için; süreklileşmiş kurumsal mekanizmalar oluşturmasının bir ihtiyaç olduğu belirtildi. Kurumsallaşmış örgütsel bir yapının; yerellerin özgün koşullarına ve inisiyatif alma yeteneğine göre şekilleneceğinin belirtildiği tartışmalarda; çeşitli yerellerdeki deneyimler aktarıldı. Özellikle İstanbul’da kurulan Üniversite Öğrenci Komisyonu pratiği aktarılarak; birçok üniversiteden çok sayıda öğrencinin toplantılara katılarak; kendi ilgi alanlarına göre şekillendiği ve politikleştiği bir sürecin olumlu bir deneyim olduğu belirtildi.

Kurumsallaşma çerçevesinde yaşanan sorunların; örgütsel mekanizmalardaki sürekliliği sağlayamama durumu ile ilintili olduğu belirtilerek; Bireysel çalışma-bireye dayalı çalışma tarzının esas olması ve bunun örgütsel sürekliliği baltaladığına değinilere; komisyon tarzı çalışmanın önemi vurgulandı.

İlk günün son sunumu ise politika üretme tarzının sorunları ve iyileştirilmesi ile ilgili yapıldı. Sunum çerçevesinde okunan taslak metinde; YDG’nin kitle anlayışında konf alt ve kitlelere bakış açısındaki sıkıntılar özetlenerek, kitlelerin içerisinde olmak, onların taleplerini kavramak noktasında yaşanan sorunlara değinildi. Bir kitle örgütü olan YDG’nin kitlelerin içinde olmayı tartışmasındaki ironiye vurgu yapılan sunumda; Ankara’daki 9 Kasım YÖK protestosundaki pratikten örneklerle açıklanan bir öneri olarak; geri talepler içerse dahi; duyarlı kitlenin bulunduğu pratiklerde yer almak gerektiği belirtildi. Kitlelerin içerisinde olmak üzerinden yürüyen tartışmalarda; özörgütlerde yürütülen faaliyetin ve yine öğrencilerin yaşam alanları olan yurtların faaliyetteki öneminin altı çizildi.

Politika üretememe sorununa pratikte müdahale etmek için, parçası olunan kitle gerçekliğine hâkim olunması ve kitlenin içinde olunması gerektiği; politikaya ilgisizlik, net politik tavır alamama, okuma-inceleme faaliyetine dair sorunlarla hesaplaşılması gerektiği belirtilerek, belirlenen politikalara hayat veren bir pratiğe girilmeden politik belirlemenin anlamsızlığı vurgulandı. yine yürüyen tartışmalarda; DKÖ’lerdeki faaliyet ve HDK çalışmalarına dair örnekler verilerek, HDK çalışmalarının öneminin altı çizildi.

Ayrıca gün içerisinde konferansı; birinci oturum içerisinde HEBÛN ve DHF’nin selamlamalarının ardından; ikinci oturum içerisinde; DÜÖ-DER, SGD, Keskesor  LGBT oluşumu ve geçen yıl Dersim’de tutuklanan YDG ve Özgür Gelecek okurlarının da gönderdiği mesajlar ile selamlandı.

Tutsak yoldaşların mesajında; “halk gençliğinin bizlerden beklentileri var. Bizim ise onlara karşı sorumluluğumuz var. Bu bilinçle; azimle, kararlılıklave daha da yoğun tempoyla; güne, an’a ve görevlerimize sarılarak mücadeleyi yükseltelim! Hiç kuşkusuz ki 7. Konferansımız İbrahim yoldaşın sunmuş olduğu ışıklı yolu, mevzilerden mevzilere atılmamızda büyük rol oynayacaktır. Şan olsun 7. Konferansımıza!/ Şan be konferansa me ya 7’emin!” denildi.

Gönderilen selamlama mesajı; “ yaşasın örgütlü mücadelemiz, önderimiz İbrahim, İbrahim Kaypakkaya” sloganları ile karşılandı.

Ardından ATİK bir selamlama konuşması gerçekleştirdi. ATİK temsilcisi yaptığı konuşma ile YDG’yi ve 20 yıllık mücadelesini selamlayarak başladığı konuşmada, konferans taslak metinlerinin gelmediğini ve burada da alanlarda tartışılıp hazırlanarak bir konferans örgütlenilmesine gidilmemesinin bir eksiklik olduğunu belirtti. Avrupa’da yürüttükleri mücadeledeki örgütsel sorunları ile YDG’’nin yaşadığı sorunların benzer ve aynı kaynaktan beslenen sorunlar olduğunu belirten ATİK temsilcisi, sorunun kaynağında doğru politika belirleyememe, önderlik edememe, politik niteliksizlik ve çalışma tarzındaki sıkıntılar biçiminde yaşanan sıkıntıları özetleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Yoğun tartışmalar ve coşkulu sloganlarla geçen ilk gün; bir saatlik bir gecikme ile sonlandı. Konferansın yapıldığı Sümerpark’a polisin yığınak yapması ve kapı önünde tur atarak tacizde bulunması ise devletin konferans karşısındaki konumu deşifre eder niteliktedir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu