GüncelManşet

YDG konferansının ilk günü sona erdi!

YDG 8. Konferansı “Ataerki kıskacında genç kadınlar” “Liseli çalışmalarımız ve öz örgütlülük sorunu” başlıklı gündemlerin tartışılmasının ardından sonlandırıldı.

Konferans’ta genç kadınlara yönelik ataerki sorunuyla ilgili tartışmalar yürütüldü. Konferans’ın 3. gündemi olan “Ataerki kıskacında genç kadınlar” başlığında özellikle serbest kürsüde genç kadın çalışmaların dair tartışmalar dikkat çekti.

Son dönemde artan saldırılarda AKP’nin politikalarının etkisi

Konferansın 3. gündemi “Ataerki kıskacında genç kadınlar” sunumuydu. Yapılan sunumda günümüz koşullarında modaya uygun olmayan kadının toplumda yer edinemediği ve genç kadınların zorlukları çektiği belirtilerek, ataerkinin ve bu bağlamda ailenin etkisiyle evliliğin kadınlara kurtuluş olarak gösterildiğinin altı çizildi. Sınıfların ve özel mülkiyetin çıkmasıyla ataerkinin toplumda önemli bir yer edindiği vurgulandı. Bu şekliyle biçimlenen toplumda kadınların nasıl bir eş olacağına, ne yağacağına kendisi dışında herkesin karar verebildiği ve nesilden nesile gelen bu erkek egemenliği sonucu şiddet doğduğu anlatıldı. Özellikle son dönemlerde daha da artan taciz, tecavüz, şiddet olaylarına da değinilen sunumda “Cinsel tacize uğramayan kadın demek söz konusu değil.” denildi. Son dönemde daha da artan saldırılarda AKP’nin kadın bedeni üzerinden geliştirdiği politikaların etkisinin olduğuna da değinindi.

Ayrıca kadınların özellikle Gezi İsyanı’nda daha da teşhir olan, polisin eylemlerde kadınlara yönelik saldırılarından bahsedilerek kadınların, hapsedildiği duvarların dışına çıkan kadınlar sokakların mesken eylediği vurgulandı.

Devrimci saflarda da kadınların sadece flama tutanlar olarak görüldüğü söylenerek ama bunun Gezi İsyanı’nda kadınların direnişteki rolüyle cinsiyetçi iş bölümlerinin boşa çıktığı ifade edildi. Söz konusu saldırılara dair şunlar söylendi; “Kadın dinamizminden korkan devlet yerlerde sürüklenen kadınlar, akreplerde, hapishanelerde yaratmıştır. Bu uygulamalara tabi kalan YDG’li genç kadın yoldaşımız Elif Kaya olmuştur. Çığlık binlerce kadının sesiyle birleşmiştir. Direnişi zindanda da sürdüren Elif, yıllardır süren devletin saldırılarına karşı direnişin halkası olmuştur.”

Ydg-8 1YDG genç kadın çalışması ve YDK faaliyetine dair tartışmalar…

Sunumda genç kadınların yapması gerekenlere dair de, erkek egemen zihniyeti sürekli teşhir etmek ve öz örgütlülükleri güçlendirmek gerektiği söylendi. Devrimci saflarda birlikte mücadele yürüten erkek yoldaşların da daha ileride görülmesinin büyük bir yanılgı olduğu söylenerek erkek yoldaşların, sistemin yarattığı cinsiyetçi, homofobik yanlarıyla acımasızca hesaplaşması gerektiği söylendi. Devrimcileşmenin sınıf intiharı kadar cins intiharını da gerektirdiği belirtildi.

Ayrıca genç kadın çalışmalarına dair en sağlam müttefikin de yine sistemin bu saldırılardan en fazla nasiplenen ve kadınları en çok anlayabilecek kesim olan LGBTİ’ler olduğu söylendi. Sunum Clara Zetkin’in “Kadının özgürlüğü tüm insan evladının özgürlüğü gibi, yalnızca emeğin sermayenin boyunduruğundan kurtulmasıyla olacaktır” sözüyle sonlandırıldı.

Birçok genç kadın hem ülke genelinde kadına yönelik saldırılar hem de kendi deneyimlerinden aktarımlar yaptı.

Önemli bir tartışma ise YDG’li genç kadın çalışması ile YDK faaliyeti arasındaki ilişki üzerine oldu. Bu konuda soru belirtilmesinin ardından Konferans’a katılan bir YDK’lı soruya katkıda bulundu. Sorunun önemli olduğu ama ondan önce birlikte kadın meselesine dair ortak bir bakış açısı gerektiği vurgulandı. Genç kadınlar öncülüğünde önceden kadın buluşmalarının bunu sağladığı ve o gün tartışma yürütebilmiş arkadaşların bugün bunu hissettirdikleri söylendi.

Ayrıca YDG merkezi genç kadın komisyonunun işlevselliğine dair tartışmalar yürütüldü.

 

Konferansa katılan liselilere selam olsun!

Lise sunumu başlarken liseli YDG’liler özel vurguyla konferansa katılan liselileri selamladı. Konuşmaya gençliğin halk kesimleri nezninde en dinamik kesiminin oluşturulduğu ve bununla birlikte dönüşüme en açık kesim olduğu vurgulandı. Liselilerin sisteme karşı oluşturdukları potansiyel açısından da önemli olduğu vurgulanarak, liseli kesimin çok çabuk harekete geçebilen ama örgütlenmediği takdirde de çok çabuk pasifize olan bir kesim olduğu söylendi.

Gezi isyanında liseli gençlik incelenmeye değer bir pratik sergilendiği, liselilerin sisteme çok çabuk entegre olabildiği gibi çıkan belli durumlarda da sisteme karşı bir duruş sergileyebileceği ve pratiklerden yararlanılması gerektiğinin altı çizildi. “Neo-liberal politikalarda karşılık bulan dershanelerin özel okullara dönüştürüleceği ve okullarda verilen niteliksiz eğitim yüzünden liseli gençlik dershanelere mecbur bırakılmakta ve dershaneler kapatılmaya çalışılarak halk gençliğinin arasında olan uçurumu artırmaya çalışılmakta aynı zamanda meslek liselerinde staj adı altında gençliğin ucuz iş gücü olarak kullanılmakta ve egemenler tarafından kalifiye işçi olarak sömürülmekte ve bu kesim içinde dahi rekabet oluşturmaktadır.” Dershanelere yöneltilen gençliğin daha ziyade emekçi halk kesiminin çocukları oluşturmakta olduğu bu nedenle YDG’nin meslek liselerinde en kısa zamanda örgütlenme çalışmalarını başlatması ve var olan çalışmayı çoğaltmak gerektiği söylendi.

Bir diğer nokta ise okul polis ve idare üçgenidir baskısının olduğu, üniversitelere polis sokan sistemin liselere de polis sokmaya çalışmış olduğu vurgulandı.

“Armut’a bakmak ve armudu yemek!”

Okul önlerinde devlet destekli uyuşturucu çeteleri halk gençliğini yozlaştırmaya çalışmak olduğu bununla savaşmak gerektiği söylendi. Derginin özellikle liseli yazılarında bu konuyla ilgili yazıların bulunmasının zorunluluğu vurgulandı. Sunumların ardından serbest kürsüde söz alan Dersim özellikle liselerde üniversite faaliyeti yürüttüklerini bununla birlikte boykot çalışmaları yürüttüklerini söylediler. “ Birçok komisyon kurduk. Komisyonlar kendi çalışmalarını yürütüyor. Komisyonlarda sürekli kitap okumalarıyla geçirdik ve kitabı okurken Mao yoldaşında dediği gibi armuda bakmak ve armudu yemek olduğunu düşünüyoruz.”

Ydg-8 3Kaos-GL söz alarak konferansımızı selamlayarak, eğitim sistemindeki cinsiyetçi yanlardan bahsetti. Sarıgazi Mehmetçik lisesinden katılan YDG’liler; gezi süreciyle birçok şeyin aşıldığından ve bu dağınıklığın bir nebzede olsa giderilmeye çalışıldığı söylendi.

Sarıgazi’nin konuşmasının ardından YDG’li bir arkadaş söz alarak: “Lise örgütlenmesi

Üniversite örgütlenmesinden daha önemli lise örgütlenmesini ne kadar sağlam tutarsak ilerde bu iyi bir şekilde olur” dedi.

Konferansın birinci günün sonuna gelirken YDG’li yoldaşlar liseli yoldaşlara destek çıktı.

Yeni Demokrat Gençlik 8. Konferansı’nın 1. günü Liselilerle ilgili sunum ve tartışmalarının ardından sonlandırıldı. Konferans’ın ardından Roboskî katliamı için Güvenpark’ta yapılacak olan eyleme kitlesel bir şekilde katılındı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu