İstanbul: Kuzey Ormanları Savunması, İstanbul’un kuzeyinde denizi, kumsalı ve mandalarıyla ünlü Yukarı Ağaçlı köyü beldesinde yapılmak istenen taş ocaklarına karşı hukuki mücadele başlattı.
Kuzey Ormanları Savunması ve Yukarı Ağaçlı köylüleri, 3. Havalimanı ile birlikte gerçekleştirilen talanın eşinin benzerinin olmadığı belirtilerek, Valiliğin yapılmak istenen taş ocaklarına “ÇED gerekli değildir” kararına karşı hukuki mücadele başlattı.
Yukarı Ağaçlı Beldesi’nde bir araya gelen doğa savunucuları belde sakinleri ile beraber taş ocağının bulunduğu alanın karşısına bir yürüyüş gerçekleştirerek talana izin vermeyeceklerini haykırdı.
Yürüyüş boyunca “Mandaya, ağaca, Ağaçlı’ya dokunma”, “Ağaçlı bizimdir bizim kalacak”, “Kamulaştırmayı, taş ocağını istemiyoruz” sloganlarının yanı sıra “Rant varsa yaşam teferruattır”, “Acele kamulaştır kimse görmesin”, “Diren Yeniköy/Tayakadın”, “Sağlığımız için Ağaçlı’da taş ocağı istemiyoruz” dövizleri açıldı.
“Kabul etmiyoruz”
Yürüyüşün ardından açıklamayı okuyan Yukarı Ağaçlı köyü sakini Nezih Beceral, “Haftada 6 ayda 24 patlamanın gerçekleşeceği taş ocağının düşünüldüğü alanın bitki örtüsü tümüyle sıyrılacak, iş makineleri için yollar açılacak, Odayeri-Ağaçlı yolundan yaklaşık 2 km’lik orman yolu ile ocak sahasına ulaşılacak. Nakliye için 10 adet taşeron kamyon günde toplam 2000 sefer yapacak. Yani Ağaçlı’nın şuan ki hafriyat kamyonu trafiği ve tozu kıyameti katlanacak. Şirketin kendi verilerine göre taş ocağı için kullanılacak karayolunda kamyon yoğunluğu %137 artacak” diyerek bu durumu kabul etmediklerini vurguladı.
“Baskı aygıtının tükendiğini göreceğiz”
Beceral, ayrıca duyması gerekenlere de çağrı yaptığını belirterek, Yukarı Ağaçlı beldesi dahil ülkenin her noktasında doğaya ve insana karşı sürdürülen saldırıların kayıt altında olduğunu ve yeni Ulaştırma Bakanı Ahmet Aslan’ın da bildik yalanları tekrarladığı bir süreçten geçildiğini ifade ederek “Bugünler geçecek ve yandaşlarla, cüzdanı kabarık dostlarla, faydalı kanaat önderleriyle kurduğunuz baskı aygıtının tükendiğini göreceğiz” dedi.
“İstanbul’un Mandası’nın bizde hakkı kalır”
Beceral, rantsever anlayışa karşı mücadele ederken bir yanda da hukuku yaşam ve gelecek adına kullanmaya devam edeceklerini yanı sıra sokakta yaşamları koruyuştaki ısrar ile mahkemeleri de doğru kararlar alamaya iteceklerini söyledi. Ayrıca verilen mücadelenin bilim insanlarının, hukukçuların, meslek odalarının ve toplumsal muhalefetin desteklemesinin gerektiğinin belirtildiği açıklamada “Hukukun dört duvar arasına sıkıştırılmış birkaç karar olmaktan çıkarıp, yaşamın ve doğanın gönencinden feyiz almasını sağlayamazsak, İstanbul’un Mandası’nın bizde hakkı kalır” denildi.
{gallery}Agacli{/gallery}
