Dünya

Yunanistan’da Hıdır Gönek isimli tutsak da açlık grevine başladı

Yunanistan’da iki aydır tutsak bulunan Hıdır Gönek, açlık grevi yapacağına dair açıklama yaparak “Yunanistan Turgut Kaya’nın iadesi ile Türkiye’ye karşı mücadele eden devrimcilerin iadelerinin de önünü açmayı, diplomatik gerilimleri normale çevirecek unsurlar olarak elinde bir seçenek olarak tutmayı hedeflemektedir. Bu tutum Yunanistan’ı, temel insan haklarını, can güvenliği ve özgürlüklerini hiçe sayması demektir” dedi.

Yunanistan: Türkiyeli devrimci Turgut Kaya ile birlikte Nisan 2018’de Yunanistan’a geçerken yakalanan ve iki aydır Yunanistan hapishanelerinde tutulan Hıdır Gönek isimli tutsak da bir açıklama yaparak politik kimliğine yönelik saldırılara karşı açlık grevine başladığını duyurdu.

Gümülcine Hapishanesi’nde tutulan Gönek, yaptığı açıklamada Turgut Kaya ile birlikte gözaltına alındıklarını, politik kimliklerini ifade etmelerine ve bunu açıkça savunmalarına rağmen tutuklandıklarını belirtti. Yunanistan’ın kendi kimliğinin kriminize edilerek adli bir olay algısına dönüştürülüp hakkında uzun yıllar ceza verilmek istendiğine dikkat çeken Gönek, Turgut Kaya’nın da hayati tehlikesi bulunan ve ağır hapis cezaları hakkında istenen Türkiye’ye iade etme uğraşı içinde olunduğuna vurgu yaptı.

“Hatırlanacağı üzere, 15 Nisan 2015 tarihinde Almanya, İsviçre ve Fransa polisinin eş zamanlı olarak ATİK üyelerine yönelik gerçekleştirdiği operasyonun bir ayağını da Yunanistan oluşturmuştu. Alman mahkemesinin aldığı kararla bu operasyon kapsamında yoldaşımız Turgut Kaya Atina’da İnterpol’den gözaltına alınmış, 40 gün sonra çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakılmıştı. Bugün aynı mahkemeler yoldaşımız Turgut Kaya’yı İnterpol’den Türkiye’ye iade etme kararı almış bulunuyor” diyen Gönek, Turgut Kaya’nın Türkiye’ye iadesi kararının politik olduğunu ve derhal durdurulması gerektiğini belirtti.

Gönek açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Yunanistan-Türkiye krizinin tarihsel arka boyutu var. Lozan antlaşmasından günümüze dek uzayıp gelen bu tarihsel sorunlar silsilesi katlanarak devam ediyor. Ege’deki adalar üzerinden yaşanan gerilim, Yunanistan’ın ve Türkiye’nin Ege bölgesindeki deniz mili, karasuları, hava sahası sorunları, Kıbrıs işgali ve ardından yaşana gelen adadaki Türk-Rum sıkıntıları, Kıbrıs etrafında doğalgaz aramalarına yönelik Ankara’nın tutumu, Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz rezervinin bulunduğu tespit edildikten sonra işlerin daha da kızışması, bu vb. ilişkilerin gerilim tansiyonunun artışıyla birlikte 1996’da Kardak krizi sebebiyle neredeyse savaş konumuna geldiği gerçeğini herkese unutturabilir ve kitleleri manipüle edebilirler. Ama unuttukları bir şey var; ilerici-devrimci kamuoyunun tarihsel bir hafızasının bulunduğu da bilinmelidir… Unutmayız, affetmeyiz!

Lozan Anlaşması’ndan beri iki ülke arasında çözümlenmeyen bu tarihsel sorunlara, 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’de darbe girişiminde rol alan kimi FETÖ’cü üst düzey askerler, Yunanistan’a kaçarak iltica başvurusunda bulunarak yeni bir boyut kazandırmıştı. Geçtiğimiz günlerde Yunanistan iltica dairesi, bu askerlere iltica hakkı tanımıştı. Yine kısa zaman önce Türkiye sınırını ihlal ettikleri gerekçesiyle iki Yunan askeri Türkiye tarafından tutuklanmıştı. Bu gelişmeler iki ülke arasındaki tarihsel kriz-çatışma ve gerilim halini daha da boyutlandırarak devam ediyor. Bu gerilim neticesinde Türkiye’nin iki Yunan askerini iltica eden FETÖ’cü askerlerle takas etmek istediği daha evvel medyada da defalarca yazılmış çizilmişti.”

“Kimliğimin kriminalize edilmesine ve Kaya’nın iadesinin durdurulmasına karşı…”

“Ancak iki ülke arasındaki bu tarihsel sorunların, Yunanistan tarafından bugün Türkiyeli devrimciler iade edilerek aşılacağını/dinginliğe kavuşturulacağı sanılıyor! Yunanistan Turgut Kaya’nın iadesi ile Türkiye’ye karşı mücadele eden devrimcilerin iadelerinin de önünü açmayı, birer pazarlık aracı haline getirmeyi, diplomatik gerilimleri normale çevirecek unsurlar olarak elinde bir seçenek olarak tutmayı hedeflemektedir. Bu tutum Yunanistan’ı, temel insan haklarını, can güvenliği ve özgürlüklerini hiçe sayması demektir” diyen Gönek, açlık grevine girdiğini şu sözlerle duyurarak açıklamasını sonlandırdı:

“Politik kimliğimin kriminalize edilerek haksız yere ceza verilmek istenmesini protesto etmek ve yoldaşım Turgut Kaya’nın iadesinin durdurulması için 4 Haziran 2018 tarihinden itibaren açlık grevine başladığımı kamuoyuna duyuruyorum. Zulme, baskıya, haksızlığa, adaletsizliğe karşı duyarlı herkesi dayanışmaya çağırıyorum. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Direniş yaşatır, dayanışma özgürleştirir!

Yaşasın devrimci dayanışma!

Yaşasın enternasyonal dayanışma!”

Kaynak: ATİK Haber Merkezi

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu