Güncel

(İzlenim) Bir darbe girişimi ve “Kafamda deli sorular”

15 Temmuz akşamı TC devletinin kanlı tarihine bir “darbe” daha yazıldı. 27 Mart, 28 Şubat, 12 Eylül gibi tarihinde bir kliğin diğer klik üzerinde egemenlik kurmak amaçlı organize edilen darbelere 15 Temmuz akşamı bir yenisi daha eklendi.

Ben bu başarısız “askeri darbe girişimi” gece yatmadan TV’lerden duydum. Ne yalan söyleyeyim büyük bir şaşkınlık, korku önce, nasıl oldu, ne olacak şimdi, tam olarak ne yapmamız gerekiyor diye bir şok hali tabi. Ne de olsa daha önce hiç darbeye denk gelmemişim. Mücadele hayatıma başladıktan sonra ise TC tarihinde olan darbeleri duymuş, okumuş belki biraz da değerlendirmişimdir ancak bir şeyi birebir yaşamak her zaman farklı oluyor.  Ben bu şokla önce birkaç arkadaşı aradım, iyiler mi, ben ne yapmalıyım diye.  Çünkü darbe demek benim zihnimde devrimci, demokrat, yurtseverler için hiç iyi bir şey anlamına gelmiyordu. Hem tek tek bu kesimden kişiler için hem yürüttükleri mücadele açısından endişe verici bir durumdu.

Darbeden sonra 2 saat içinde AKP’nin çeşitli yetkilileri ve darbeyi egemenliğini tesisi için kalkan yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan TRT hariç çeşitli TV kanallarında açıklamalar yaparak kitlesini sokağa “demokrasine” sahip çıkmaya çağırıyordu. Kısa bir süre sonra sokağa binlerce kişi çıkmaya başladı. Ellerinde TC bayrağı, satırlar ve silahlarla sokağa çıkanlar, çıkmayanları tehdit ediyor, hain ilan etmeye başladı. Bir tarafta darbe girişimini kabul edip yiyecek ve içecek stoklamak için açık dükkânlara koşanlar diğer taraftan darbeyi kabul etmeyen ve çağrılara cevap verenlerin koşuşturması başladı sokaklarda. Bende evinde bulunduğum kuzenim eşi ile sokağa çıktım, zira “enişte” biraz korkuyordu ve su, makarna vb yiyecekler stoklamak için açık dükkân aradık. O sırada bankaların ATM’lerde kuyruklar oluşmuş, kimisi bakkaldan alış veriş halinde ama esas olarak yüzlerce kişi çağrı yapılan AKP binalarına yürüyor.

Tablo korkunçtu ve aynı tablo 2 gündür sürüyor. Korkunç çünkü IŞİD tipli cübbeli, sarıklı çoğunluğu erkekler, etrafta patlayan silahları ile bu tablo insanı eve hızlıca geri götürmeye zorluyor. Mücadele için terk etmeyeceğimiz sokaklar geri faşist güruhlarca doldurulmuştu. Aynı sahne bu defa gecenin ilerleyen saatlerinde TV’lerde polisle birlikte darbe girişimi yapanlara, içlerinde nereye gittiklerini bile bilmeyen erlerin de olduğu, karşı oynanıyordu. Sabah karşı korkunç denilecek şekilde boğazlar kesilerek bir infaz başlamıştı.  Ben ise hala şaşkınlık içerisindeyim ve oldukça da endişeliyim. Yanlış anlaşılmasın bu darbe girişimin tamamen bir mizansendir demiyorum ama çok “iyi” bir organizasyon vardı. Hiç darbe yaşamamışım dedim ama anlatılan hiçbir darbeye de uymuyordu bu yaşananlar. Bir iki saat uyudum gece 4-5 yeniden uyandım ve darbe girişimi püskürtüldü” diyordu TV’ler, birde birkaç tv kanalı 5-6 asker tarafından kısa süreli basılmış ancak TRT dışındakiler yayınlarına devam ediyordu.

Nasıl mı diyorsunuz, ya arkadaş 4-5 saat için “darbe püskürtüldü”, binlerce üst rütbeli gözaltına alındı, sokaklar AKP’nin istediği oranda ve şekilde “kırmızı-beyaza” boyandı, AYM, HSYK vb yerlere binlerce denilecek gözaltı 12 saat gibi çok kısa bir sürede yapıldı. Evet ortada bir darbe girişimi vardı, ancak önceden bilenen, denetimi, planı sağlanmış, organizeliydi. Evet ortada bir darbe vardı ve ortada bir kriz, klik dalaşında bir hesaplaşmaya ihtiyaç vardı. Kendiyle bir hesaplaşması olduğu bilinen kliğin yapacağı darbeden iyi bir kalkan olacağının bilince olan diğer kliğin işte bu noktadaki hesapları tuttu. Çünkü devlet ve sözcüsü AKP ve R. T. Erdoğan bir çıkmazdaydı ve kendini ülke içinde ve dışında yeniden kabul ettirme, makyajını tazeleme ihtiyacı vardı. İşte hem diğer kliği “paralelci” dediklerini temizleme hem kendi makyajını tazeleme, gerisi bir taşla iki kuş sözü uygulamak kalıyordu.

Yoksa soruyorum sadece 12 saat içinde darbe girişimi sadece İstanbul ve Ankara’da karşılık bulmasına rağmen Türkiye’nin dört bir yanında “darbeci” diye binlerce yüksek rütbeli asker, hakim, savcı her neyse nasıl toplayabilirsin. Ya da nasıl 2 saat içinde TV’lerden adeta yarışır gibi açıklamalar yaparak yüz binleri sokağa dökerek miting yapabilirsin, Uluslar arası arenada prestij tazelerken İncirlik üssü ile DAİŞ’in ilerleyişine hiç hesap yapmadan nasıl katkı sunabilirsin. Tamam anladık bu bir darbe girişimiydi hem de çok başarısız bir girişim ancak bu kadar çok organizasyonu 12 saat içinde yapmak, bu kadar sana yarar hamleyi bu kadar hızlı atmak. Bana habersiz, bilgisiz yapıldığında bir darbenin bu şekilde sonuç vermesi hiç mantıklı gelmiyor. Benimki kafamdaki sorular ve gördüklerim üzerinden verdiğim cevaplar.

Tabi öyle ya da böyle bir darbe girişimi oldu ve “bastırıldı” devrimi, yurtsever kesimler açısından başında duyduğum endişe ise Gazi Mahallesinde yaşananlarda, basına dönük saldırılara kadar bir dizi pratikte kendini buldu. Ama daha da vahimi sokaklardaki TC bayraklı IŞİD tipli zihniyetinlerin sokakların hakimi gibi cirit atmaya başlamasıdır. İETT otobüsleri, vapurlar, metro, tramvay aklınıza hangi ulaşım aracı gelirsen gelsin sırf çağrılan alanlara daha rahat gitsinler diye adeta tahsis edilmiş bir de. Gerici faşist güruhların başlarında sarıkları, ellerinde sopa vs ne bulurlarsa, dillerinde “Ölürüm Türkiyem” şarkısı ile korku salmaya çalışan erkekler gerçek demokrasinin böyle olmadığını kanıtlar nitelikte.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu