Makaleler

Açık sınıf çelişkisin bir yansıması eğitim hakkı

Eğitim sistemin temel amacı, çocukların aile yerine toplum tarafında ortak büyütülmesi. Çocukların ortak eğitim, yani ailenin çocuğu eğitmesinden toplumsal eğitime geçilmesiyle, toplumun daha eşit ve daha fazla kesimlerinin eğitimden yaralanmaları istenir.

Bu eşitlik elbette, toplumun genel eşitliğine paralel bir eşitliktir. Yani heterojen, sınıflı toplumlarda eğitim hakkı da bulunduğu sınıfın olanakları ile sınırlanır. Elbette çalışma ve özel yetenekler geliştirmek yoluyla başarılı olan kişilerin varlığı da göz ardı edilmemeli.

Ama bu dengesiz, yâda burjuva bir ifade ile eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, elbette bir hayaldir. Toplumun sınıflı yapısı, çocukların da sınıflara bölünmesini zorunlu olarak beraberinde getirir. Ancak gerçekten eşit bir toplumda, toplumun çocukları eşit haklarla eğitim hakkına sahip olabilirler. Tüm istencimiz bu eşitliğin sağlanmasıdır.

Bugün eğitim sistemi tamda böylesi bir eşitsizliğin batağındadır. Eğitimde eşitsizlik paralı ekonomiye ve eğitimin parayla alınması nedeniyle ortaya çıkmış bir durumdur. Ne denli aptal olursa olsun, veliaht her şeye değer. Bu nedenle eğitimin paralı olması bir eşitsizliği paralelinde getirmektedir. Yani sınıfta çok başarılı olan bir çocuk, dershaneye gidemez ise, başarısı geride kalmaktadır.

Hababam Sınıfı her ne kadar, Rıfat Ilgaz tarafından bu haylaz paralı aptalların paralı eğitimle alınacak olan yolun ne denli sığ, işe yaramaz, lümpen bir aylaklar takımı yarattığının trajik-komik öyküsüdür. Yani sınıflı toplumlarda, egemen sınıfların kendilerini ayırmak ve çocuklarının eğitim görmesini sağlayacakları ve hükmedecekleri, para ile satın alabilecekleri eğitim sistemini arzularlar. Böylece bu daha eğitimdeki eşitsizlik sınıflı toplumun çelişkilerinin ortaya çıktığı bir alan haline gelmiştir.

Şimdi, ülkemizin içinde olduğu eğitimin durumunu nasıl bir yoksul ayırma ve köleleştirme stratejisi izlediğini görmeye çalışalım.

Daha önce Fen Liseleri, Meslek Liseleri, İmam Hatip, Anadolu Liseleri, Düz Liseleri ve Özel Kolej ve Liseler şeklinde idi. Fen ve Anadolu liseleri başarılı çocukların okuduğu yerlerdir. Eğer Anadolu ve Fen Liselerini kazanamaz ise normal liseye gidilirdi.

Ama giderek artan İmam Hatip Liselerinin artışı tehlikeli şekilde dindar toplumun kan damarları haline getirilmekte ve birçok yoksul insanın içine çekildiği bir bataklık ve çağ dışı eğitim sistemin bir uzantısı olarak gittikçe artan etkinlik alanına sahip olması.

Bu özel değinmeden sonra yeni durumda nasıl bir yeni yola girildiğini görelim. Şimdi ise, Fen liseleri devam ediyor. Düz liselerin hepsi Anadolu liseleri ve İmam Hatip liseleri gibi okullara dönüştürüldü. Buradan da İmam hatip sayılarını kasıtlı arttırma girişimi vardır.

Diğer yandan Meslek Liselerinde, endüstrinin istediği iş gücünü sağlayacak hazır köleler yetiştirmek amaçlanmaktadır. Böylece sanayi istediği çoklukta eğitilmiş gücüne sahip olacaktır. Zaten Koç topluluğunun yanıp tutuştuğu, Meslek Liseleri bu statüye kavuşmuştur.

Dolayısıyla ve seçilmiş yetenekli çocuklar, Fen ve Anadolu liselerinde okuyacak, diğerleri çocuk yaşta kendi sınıfın gerekleri için eğitilmeye başlanacak.

Bunların dışında zekâsı ne olursa olsun burjuva çocukları vardır ki bunlarda özel kolej ve liselerde günlerini gün etmektedirler.

İşte eğitimin bu zavallı durumu toplumu sınıflara iyice bölmüş ve sınıf çelişkisini en derin noktasına taşımıştır. Bu eğitimin, toplumu bilimsel bir dünyaya değil, karanlık ve derici, köleci bir topluma götüreceği açıktır. Tüm anne ve babaların bunu görmesi ve isyan ateşlerinin harlayan alevine bunu da katmalıdırlar.

 

Bir ÖG Okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu