Güncel

Cumartesi Anneleri Veysel Güney için “adalet” istedi

Güney ailesi, 37 yıldır Veysel Güney'in mezarını arıyor. Cumartesi Anneleri, 689. buluşmalarında bir kez daha mezarın aileye teslim edilmesini istedi.

H.Merkezi:  Cumartesi Anneleri, 689. buluşmalarında, 12 Eylül askeri darbesinin ardından 10 Haziran 1981’de idam edilen ve cenazesi kaybedilen Veysel Güney için buluştu ve mezarının ailesine teslim edilmesini istedi.12 Eylül askeri faşist darbe döneminde 11 günlük “yargılama” sonucu idam edilen Veysel Güney’in cenazesi ailesine teslim edilmedi.

İdam günü, aileye “Onun mezara ihtiyacı yok! Belki köpeklerin önüne atarız” denilmişti. Güney ailesi, 37 yıldır Veysel Güney’in mezarını arıyor. Cumartesi Anneleri, 689. buluşmalarında bir kez daha mezarın aileye teslim edilmesini istedi.

Kayıp yakınları, ellerinde karanfiller ve gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğraflarıyla aynı saatte Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. “Failler beli kayıplar nerede” yazılı pankartın üzerine Veysel Güney’in fotoğrafı konuldu.

Eylemde ilk olarak, yine 12 Eylül döneminde kaybedilen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır söz aldı. “Yaşam hakkını elinden aldın ama mezarı da ziyarete yasaktır” diyen Kırbayır, ölülerini kendi gelenek ve göreneklerimize göre defnetme haklarının ellerinden alındığını söyledi. “Yeter” diye devam eden Kırbayır, “Dünyanın hiçbir yerinde hangi dinden, hangi dilden, hangi ideolojiden olursa olsun bir ölünün saklanması kadar büyük suç yoktur, bu suçun adına insanlık suçu diyeceğim ama o bile hafif geliyor” diye konuştu.

“Devlet suç işleyen görevlilerini koruyor kolluyor”

12 Eylül döneminde katledilen Süleyman Cihan’ın kardeşi Ahmet Cihan, “Katiller belli. Soruşturma dosyalarında tek tek açıklamaları var. Tanıklar var. Ama hiçbir şekilde bunlar yargı önüne çıkarılmıyor” dedi.

Süleyman Cihan’ın işkenceyle katledildiği kanıtlanmasına rağmen katillerin yargılanmasına işaret eden Ahmet Cihan, şöyle devam etti: “Dosyamızda, dosyalarımızda Mehmet Ağar var, bu iktidarın da bugün destekçisi ve bin tane eylemin müsebbibi, onurla, iftiharla bunu açıklayan Mehmet Ağar var. Şu anki iktidar da dahil iktidarların koruduğu insanlar olmasa yargılama çok daha kolay sürecek. Devlet suç işleyen görevlilerini koruyor kolluyor ve bundan sonra da suç işlemeye devam edin diyor. İdam edilmesine rağmen Veysel’in cesedi yok, kayıp. Bu iktidarlar açısından da bir utanç vesilesidir. Dilerim insanlara kıraathane açacağına Türkiye’nin bu ayıbını kaldırır bu iktidar. Muhalefetiyle, iktidarıyla bu ayıbın artık ortadan kaldırılması için kayıplarımızın akıbetinin açıklanmasını istiyoruz. Uluslararası Kayıplara Karşı Sözleşmenin mutlaka imzalanmasını istiyoruz.”

“Tüm kayıpların ailelerine teslim edilmesini istiyoruz”

Veysel Güney’in yeğeni Doğan Güney ise “Sadece mahkûm edilen Veysel Güney değildi. 32 yıl boyunca yaşamının sonuna kadar bir anneyi evladına özlem duymaya mahkûm ettiler. 33 yıl boyunca bir babayı evladına özlem duymaya mahkûm ettiler. 8 kardeşi, canlarının parçasına özlem duymaya mahkûm ettiler. Amcamın mezarı 37 yıldır kayıp. Mezarı kaybedenler belli. 37 yıldır bu devletten maaş alıyorlar. Yüzbaşı Burhan Erdem, amcamın kaybedilmesinde parmağı bulunan adamdır, hala sokakta insanım diye dolaşıyor, devletten maaş alıyor. Bunların hesabının sorulmasını ve amcamın mezarının bize teslim edilmesini ve tüm kayıpların ailelerine teslim edilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Ardından haftanın açıklamasını İkbal Eren okudu ve Veysel Güney’in kaybediliş sürecini anlattı. Buna göre, 24 yaşındaki Veysel Güney, 28 Aralık 1980 tarihinde Antep’te gözaltına alındı. Sıkıyönetim Komutanlığı 11 günlük yargılama sonucu hiçbir delil olmadığı halde idama mahkûm etti. Karar, Meclis kararı olmadan, özel kanun çıkartılarak 10 Haziran 1981’de Antep E Tipi Hapishanesi’nde infaz edildi. Annesi, babası ve kardeşi idama giden Veysel Güney’le vedalaşırken aralarında askerlerden oluşan bir barikat vardı. Güney’in elleri kelepçeliydi. Birbirlerine dokunmalarına izin verilmedi. Anne Zeynep Güney ölünceye kadar o gece oğluna sarılamamanın derin acısını yaşadı.

İdam sonrasında Güney’in üzerinde bulunan kalemi, sigarası ve çakmağı tutanakla baba Ali Güney’e teslim edildi. Cenaze için ise “Onun mezara ihtiyacı yok! Belki köpeklerin önüne atarız” denildi ve Yüzbaşı Burhan Erdem tarafından alınan cansız bedeni kaybedildi.

Veysel Güney’in idamından 25 yıl sonra Güney’in ilk ifadesini alan ve idamında hazır bulunan savcı Mete Göktürk, “Adaleti Gördünüz mü?” adlı kitabında Veysel Güney’i suçlayacak hiçbir delil olmadığını yazacaktı.

Bu arada, eyleme Direniş Günleri Festivali kapsamında BEKSAV emekçileri de katıldı.

Kayıp yakınları, bu hafta da bulaşamayan Cizre ve Yüksekovalı kayıp yakınlarının sesi olduklarını belirtip, Av. Tahir Elçi’yi anarak önümüzdeki hafta aynı saatte buluşmak üzere eylemi sonlandırdı.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu