GüncelManşet

“Demokrasi OHAL’le değil, demokratik halk iktidarıyla gelecek!”

H. Merkezi: Meclisten 115 ret oyuna karşın 346 oyla kabul edilen OHAL tezkeresine ilişkin Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist Merkez Komitesi (TKP/ML MK) bir açıklama yaptı. Elimize e-posta kanalıyla geçen açıklamada “Türk, Kürt uluslarından ve çeşitli milliyetlerden emekçi halka” seslenilerek faşist diktatörlüğün halkla bir kez daha dalga geçmeyi tercih ederek, kendi içindeki kapışmayı halka fatura etmekten bir saniye bile tereddüt etmediğini ifade etti.

Siyasal krizin ezilenlerin hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması için fırsat!

Faşist diktatörlük emperyalist efendilerinin en kötü uygulamalarını kötü bir kopyalama ile kendine referans yapmakta oldukça mahirdir. OHAL uygulamasında da kendine Fransa’yı dayanak yapmaktan geri durmadı. Bu şekilde hem durumu normalleştirmeye hem de uluslararası memnuniyetsizliği karşılamaya çalışmaktadır. Burjuva demokrasilerinde olağanüstü olan, faşist diktatörlükte sıradan bir durumdur” denilen açıklamada faşist diktatörlüğün var olan siyasal krizini bir kez daha ezilenlerin hak ve özgürlüklerinin daha fazla kısıtlanması için bir fırsata çevirdiği, ezilenlerin devrim ve demokrasi mücadelesine seferber olmasını engellemek için kullandığına dikkat çekildi.

“Köylüler, esnaf, öğrenci gençlik, akademik çevreler aynı şekilde yoğun bir siyasi baskı altına alınacaktır”

MK, önümüzdeki sürecin nasıl işletileceğine dair ise şunları ifade etti: “Darbe girişimi bahanesiyle işçi sınıfının örgütlenme, grev, eylem gibi temel hakları ortadan kaldırılacaktır. Yedek işçi gücünü işçi sınıfına siyasal tutumu gerekçe gösterilerek baskı aygıtı olarak kullanılacaktır. Artık her işçi hak ve özgürlük mücadelesinde, siyasal tercihlerinden dolayı potansiyel suçlu ve işsizler ordusunun neferi olarak hedeflenecektir.

Kamu emekçileri bu süreçte en fazla basınca uğrayacak kesimdir. Kamu emekçilerini ilgilendiren yasaların değişimi zaten gündemdeydi. Özellikle itiraz hakkı elinden alınarak, geri dönmenin önü kapatılarak işten çıkarma koşulları oldukça kolaylaşacaktır. Faşist diktatörlüğün istediği siyasal tercihte bulunmayan, istediği sendikada örgütlenmeyen her emekçi işsizlikle yüz yüzedir. Bu kesimdeki mücadeleci ve örgütlü kesimlere hızla yeni saldırılar yönelecektir.

Köylüler, esnaf, öğrenci gençlik, akademik çevreler aynı şekilde yoğun bir siyasi baskı altına alınacaktır. Toplumun her kesimi siyasi kimliksizleştirme sürecine tabi tutulmaya çalışılacaktır.  

Aynı şekilde sürecin ekonomik temelde yaşayacağı kayıplar halka yeni vergi saldırıları, zamlar ve iş gücünün ucuzlatılması olarak yansıtılacaktır. Bunların kolay ve sancısız yapılması için siyasi baskı ve sindirme en temel argüman haline getirilecektir.

“Devrimciler bu yeni saldırı dalgasının hızla halka ve kendilerine daha güçlü yöneleceğini unutmamalıdır”

Ancak bu durumun sadece hak ve özgürlük, ekonomik temelli çelişkileri değil, esasta siyasal çelişkileri de büyüteceğinin vurgulandığı açıklamada OHAL politikası “Geniş kitlelerin saflaşarak politize olma zeminini daha fazla güçlendirecektir. Bu komünistlerin yaşanacak saldırıları ekonomik, hak ve özgürlük temeline hapsetmeden politik iktidar mücadelesine angaje edecek politize olmuş koşullar anlamına gelmektedir” denildi.

Açıklamada devrimci, demokratik ve ilerici güçlerin antremanlı olduğu OHAL uygulamasının sistemin kendi krizini daha fazla derinleştirecek bir gelişme olarak okunması gerektiğini, bu uygulamaların devrimcileri, yurtseverleri ve demokratları asla sindiremeyeceğini, halkın memnuniyetsizliğini asla ortadan kaldıramayacağını, yalanların bu yolla halka yutturulmasını asla başaramayacağını ifade eden TKP/ML MK, “Devrimci durum her geçen gün bir önceki günden daha ileriye doğru geçmektedir. Egemen sınıfların krizi devrimi örgütleme olanaklarına daha güçlü bir zemin sunmaktadır. Devrimciler bu yeni saldırı dalgasının hızla halka ve kendilerine daha güçlü yöneleceğini unutmamalıdır. Mücadele olanaklarını genişlettiği gibi mücadele koşullarını daha fazla zorlu hale getirecektir” dedi.

“Egemenlerin iç boğuşması ezilenlere değil, egemenlere fatura edilmelidir”

Önümüzdeki sürece dair ise; “Devrimciler, demokratlar, yurtseverler bu saldırılara karşı zorlaşan mücadele koşullarını faşizmin anladığı dilden bir mücadele hattına çevirmelidir. Devletin zoruna karşı zorun T. Kürdistanı’nda yürütülen mücadele ile önem ve değeri çok net bir şekilde anlaşılmıştır. OHAL’e karşı halka güven verecek, onları örgütlenmeye ve mücadeleye seferber edecek bir seferberlik içinde olunmalıdır.

Tüm devrimci ve demokratik güçler ortak mücadele programıyla OHAL’e karşı durmalıdır.  

Faşist diktatörlüğün OHAL’i mücadele azmimiz ve kararlılığımızın kamçısı olmalıdır.

Egemenlerin iç boğuşması ezilenlere değil, egemenlere fatura edilmelidir. Bu yapacak olan da komünistlerin, devrimcilerin, yurtseverlerin önderliğinde örgütlenmiş halk güçleridir” denilen açıklama sloganlarla ve faşist diktatörlüğün OHAL’ine, askeri darbesine karşı mücadele ve örgütlenme çağrısı yapılarak sona eriyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu