Emek

Denizli Tabakhanesi’nde çalışan işçiler zor koşullarda çalıştırılıyor

Denizli’nin Merkezefendi ilçesinde bulunan Deri Tabakhanesinde çalışan Afgan ve Kürt işçiler, günde 14 ve 16 saat boyunca eldiven ve bot olmadan yerde hayvan atıkları içerisinde çalışıyor.

H. Merkezi: Denizli’nin Merkezefendi ilçesinde bulunan Tabakhane bölgesinde deri tabakalayan Afgan ve Kürt işçiler kötü koşullarda ve sigortasız çalıştırıyor. Tabakhanede zorunlu çalışan Kürt işçiler günde 100 TL alırken, Afgan uyruklu işçiler ise daha düşük ücretlerle çalıştırılıyor. İşçiler, günde 14 ve 16 saat boyunca eldiven ve bot olmadan yerde hayvan atıkları içerisinde çalışmak zorunda kalıyor. Ellerinde ve ayaklarında yaralar oluşan işçiler, öğlen arası yemeklerini de yine bu hijyensiz ortamda yemek zorunda kalıyor. Kötü koşullardan dolayı sık sık hasta olduklarını belirten işçiler, haftalık izinleri olmadan adeta köle gibi çalıştırıldıklarına dikkat çekti.

“En ağır işlerde bizler çalıştırılıyoruz”

Mezopotamya Ajansı’nın geçtiği haberde patronlar tarafından maruz kaldıkları hakaretlere tepki gösteren işçiler, derileri sırtlarına taşıyarak TIR’a yükleyip Uşak ilinde bulunan deri fabrikalarına gönderiyor. Afgan uyruklu 20 işçi kalacak yerleri olmadığı için tabakhanede hayvan atıkları ve kötü kokular içerisinde bulunan konteynerde kalıyor. 4 kişilik olan konteynerlerde 13 kişi kalırken, aralarında 18 yaşından küçük çocuklar da bulunuyor. Onlarca Kürt ve Afgan çocuk işçileri daha düşük ücrete çalıştırılıyor. Ailesine bakmak için 6 ay önce Türkiye’ye gelerek, kötü koşullarda çalışmak zorunda kaldığını belirten 20 yaşındaki Afgan işçi Taci Muhammed, işverenlerin kendilerini sürekli ötekileştirip hakaretlerde bulunduğunu söyledi.

Patronların kendilerine tabakhane içerisindeki pislik içerisinde yemek yedirdiklerini anlatan Muhammed, “Çok pahalı olduğundan ev kiralayamıyoruz. Ailemize bakmak zorundayız. Yaz ayındayız ve zor koşullarda çalışıyoruz. Sigortamız yok. Bu koşullarda çalışmamıza rağmen işveren, bizden pek memnun değil. Ellerim hep yıpranmış durumda. Sabaha doğru 04.00’e kadar çalışıyoruz ve genellikle en ağır işleri bize yaptırıyorlar. Çünkü mecbur olduğumuzu biliyorlar. Sığır derilerini biz kamyonlara yüklüyoruz. Ben yaşadıklarıma sadece gülüyorum. Evet Afganistan kötü iş yok; ama Türkiye’de ise sömürü ve hak ihaleleri var” sözleriyle yaşadıklarını dile getirdi.

“Bize bayram yok”

90’lı yıllarda Siirt’ten ailesi ile beraber Denizli’ye göç etmek zorunda kalan 34 yaşındaki Yahya Er ise, işleri bitip eve gittiğinde üstüne sinen kan kokusundan dolayı çocuklarının kendisine yaklaşamadığını anlattı. Her gün bir kıyafet değiştirerek çöpe attığını ifade eden Er, ailesine bakmak ve geçimini sağlamak için sağlıksız ortamlarda çalışmaya katlandığını vurguladı. Sürekli kan ve tuzun içeresinde olduğunu dile getiren Er, “Vücudumuzda yara belirtileri başladı. En çok da ayak tırnaklarım acıyor. Sürekli tabakhanede tuz içinde çalışan işçilerin ayak ve el tırnakları atıyor. Özellikle bayram günlerinde fazla çalıştığımız için daha kötü oluyoruz. Bizde bayram yok. Dileriz her şey düzelir ve biz de bu koşullarda çalışmak zorunda kalmayız. Hayvan postu çok işlemden geçiyor. Ağır deriler, pis koku, bu kadar tehlikeli bir ortamda üretim yapmak çekilir gibi değil.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu