Manşet

Direnişi Partizanca Yaratmak

Taksim direnişi ülkenin dört bir yanına yayılmış isyan ateşidir. Taksim alanı Gezi parkı devrimcilerin öncülüğünde 7’den 70’e tüm kesimleri ile canla kanla kazanılmıştır. Bizde Partizan olarak direniş çadırı kurduk ve yoldaşlarla orda kalmaya başladık. Bende bu çadırda yerimi aldım. Birkaç gün hariç tüm zamanımı direniş çadırında geçirmeye başladım. Her şeyden önce diğer bölgelerden gelen yoldaşlarımla tanışmaya politik siyasi olarak tartışmaya ve en iyi şekilde yaralanmaya çalıştım. Özelikle halkın Partizan’a olan ilgisi, uluslararası basının röportaj yapması, halkın devamlı yardım yapması bizde İbrahimciyiz, partizanız demesi  ve ayrıca önder yoldaşın resmini görünce hemen tanımaları görülmeye değerdi. Oradaki komün yaşamdan, herkesin birbirine yardım etmesi, gündüz işte gece direnişte olması direniş ruhumu moralimi ve sisteme olan içimdeki kini daha da yükselti. Devrimci disiplinle aşamaya başladım. Görev paylaşımları yaptık her gece sabahlara kadar devriyeler attık. Kitlenin güvenliği için barikatların arkasında sabah güneşin ilk ışıklarına kadar nöbet tutuk. Ara ara polisin azgınca kitlelere saldırısı olduğunda partizanca direndik. Halk artık Partizan’ı tanımaya başlıyordu. Bunun bir yığın örnekleri vardır. Çatışma alanına vardığımızda kitlenin “Nerde kaldınız bizde sizi arıyorduk” , “Partizanlar geliyor” deyip alkışlaması, Partizan şapkasıyla alanda gezerken “sen partizansın deyip elindeki yemek ve içecekleri paylaşması, çatışma alanındaki doktorların yanımıza gelip “Revirin yerini çatışma alanına yakın bir yere almamız lazım. Revirin ve bizim güvenliğimizi alır mısınız?” demeleri kitle üzerindeki pratiğimizi ve etkilerini bizlere daha net gösteriyordu. Bu amaçla gece 00.24 den 03.30’a; çatışma bitene kadar doktorların ve revirin güvenliğini partizanlar sağladı. Bu arda kitlelenin Partizan’a yaklaşmasından rahatsız olan sivil polisler kitlelin içine karışıp kitleyi bize karşı kışkırtmaya çalıştılar. “Bunlar sivil polisler hepsi polis deyip halkı üzerimize yürüttüler. Ancak sivil polisin oyunu boşa cıkmış halk partizanları sahiplenmiş ve sivil polisler bölgeden kaçmak zorunda kalmıştır. Polisin hareketleri 24 saat boyunca izleniyordu. Gözcü yoldaşlar “Cumartesi akşam polis hazırlık yapıyor saldıracak” dedi. Zaten hazır olan partizanlar nöbetteydi. Ve polis azgınca parkın içine gaz bombaları atmaya başladı. Daha önceden planımız hazırdı. Divan otelini geçince halkın tamamen çekilmesini bekleyecek halkın güvenliğini alınca partizanlar havai fişeklerle polis barikatlarına karşı saldırı gerçekleştirecekti. Atılan gaz bombalarının etkisi ve polis ablukasından kaynaklı kitlenin büyük bir kısmı Harbiye tarafında yöneldi. Maçka tarafına yönelenler panzerlerin suları ve gaz bombaları ile baygınlık geçirirken polis ablukasına düşmüş ve gözaltına alınmıştı. Yaklaşık 200 kişilik bir grupta Divan Otel’e yönelmişti. Buradaki kitle de ablukaya düşmüştü. Harbiye’ye doğru çekilen kitle ise kendi güvenliğini belli yönleri ile garantiye almıştı. Ancak polis saldırısı ile bu güvenlikte yok olabilirdi. Polis ablukasına düşenler için gerçek anlamda yapacak bir şey kalmamıştı. Çünkü sadece polis yığını ile değil aynı zamanda panzerler tarafından da sıkıştırılmıştı. Bu doğrultuda yapacak tek bir şey vardı. Harbiye İstikameti’ne çekilen kitlenin güvenliğiydi. Bu doğrultuda hazırlıklı pozisyonda olan birimimiz kolluk güçlerine havai fişekli saldırı gerçekleştirdi. Saldırı sırasında polisler aciz kalmış sağa ve sola kaçmışlardı. Bir grup polis ise kalkanlarına arkasına saklanmışlardı. Deliye dönen polis her yeri gaz bombasına boğdu. Saldırı sonucu benimle beraber iki yoldaş kitleden ayrı düştük. Hemen durum değerlendirmesi yaptık değerlendirme sonucu birlikte olduğumuz kitleyi ara sokaklardan çıkaracak ana caddeye yönlendirerek gözaltıları engelleyecektik. Ayrıca cadde üzerinde çatışan kitleye katılarak buradaki gücü daha kudretli kılmaya çalışacaktık. Burada kitleye bir konuşma yapıp hemen barikat kurmaya başladık.partizan “Her yer taksim her yer direniş” , “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” ,”Katil devlet hesap verecek”, “Polis defol bu sokaklar bizim” sloganları attık. Barikatların başlarında ateş yakılmasını sağladık. Kitlelerin içinden partizan flâmlarını gören gençler “bize de görev verin biz de sizle çatışmak istiyoruz” dediler. Hemen görev dağılımı yaptık polis azgınca biber gazı atıyor, gençler gaz fişeklerinin alıp ateşin içine atarak imha ediyorlardı. Bizde barikattaki çöp konteynırını kendimize siper ederek sapanlarla vurarak ilerliyor ve polis çemberini yarmaya çalışıyorduk. Polis ise saldırı karşısında daha da vahşileşiyor ve hedef gözeterek plastik mermi gaz atmaya çalışıyordu. Kolluk güçlerinin saldırısı sonucunda bir arkadaşımız yaralandı. Yaralı arkadaşımızı bölgeden çıkarttıktan sonra polise yönelik misillemelerimiz devam etti. Polisin aciz kalmış panzerlerle kitleyi püskürtmeye çalışıyor. Barikat engeline takılan panzer ise barikat yapılan elektrik direği ve barikat arasına sıkışmış kalmıştı. Bizler partizanlar olarak önceden yapmış olduğumuz plana göre harekât ediyorduk. Hemen panzerin egzoz borusuna yangın söndürücü tüpü sokarak buraya 15 dakika boyunca soğuk basınç uyguladık. Basıncın etkisi ile panzer arızalanmış ve etkisiz hale gelmişti. Panzerin imdadına akrep yetişmiş aracın içinden halkın içine gaz atılmaya başlamıştı.

Yoldaşlar önceden uyarmışlardı Akrep denilen zırhlı araçtan atlın gaza dikkat edin diye. Yoldaşların dediği de oldu. Atılan gaz tamamen derime yapışmış özelikle terli olan bel karın bölgelerim ciddi biçimde yakıyordu. Aldığım yara sonucu belli bir süre çatışamayacak duruma geldim. Ancak daha sonra çatışma bölgesine intikal ederek planımız doğrultusunda görevlerimizi yerine getirmeye devam ettik. Bu sırada dağılan kitle tekrar toparlanarak polis barikatlarına yüklenmeye çalışıyordu. Polis gaz atmaya devam ediyordu. Bizde bir aracın arkasında polisin gelmesini beklemeye başladık. Polis yaklaşınca havai fişeklerle misilleme yaptık. Katil polis panik içinde sağ sola dükkânların içine kaçarak kurtulmaya çalışıyordu. Kitle alkışlarla karşılık vererek polis barikatlarına daha fazla yüklenmeye başladı. Kitlenin kararlı duruşu karşısında aciz kalmış Gezi Park yönüne kadar çekilmek zorunda kalmıştı. Çatışmalar sabah erken saatlere kadar devam etti. Sabah 06.00 iradi olarak alandan cıktık. Ve yeni çatışmaların ve örgütlenme çalışmalarının planını yapmak üzere görevlendirildik

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu