GüncelKadınMakaleler

DENGE AZADİ | Saliha Aydeniz’in Yumruğu ve Anlattıkları

Saliha Aydeniz’in yumruğu erkek egemen devletin kadınlara karşı saldırılarına dönük öfkenin somut ifadesidir.

DBP Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz, 12 Haziran’da Kadıköy’de “Tecrit siyasetine karşı özgürlüğü savunmak için Gemlik’e yürüyoruz” eyleminde kadın vekillere sürekli cinsiyetçi küfürler eden polislerden birine yumruk attığı bahane edilerek hedefe konuldu. AKP-MHP iktidarının yanısıra Aydeniz’e ve HDP’ye dönük saldırı korosuna İYİ Parti başta olmaz üzere “muhalefet” odağı da katıldı.

Hatırlanacağı üzere 12 Haziran’da İstanbul Kadıköy’de Abdullah Öcalan’a uygulanan görüş yasağının ve tecridin kaldırılmasını isteyen HDP, HDK, DBP gibi parti ve kurumlar tarafından bir yürüyüş düzenlendi. Bursa’nın Gemlik ilçesinde gerçekleştirilecek yürüyüşün İstanbul ayağı için Kadıköy’de biraraya gelen kitle, Serasker Caddesi üzerinden Bahariye Caddesi’ne yürümek istedi. Polis ise eylemin yasak olduğu gerekçesi ile milletvekillerini ablukaya aldı ve kadın vekillere cinsiyetçi küfürler savurmaya başladı.

“Arbededen yararlanarak” tacize varan yaklaşım ve saldırılar bu eylem özelinde biraz daha belirgin bir şekilde ortaya konuldu. Doğal olarak da kadınlar, kendilerine yönelik polis şiddetinin yanısıra bedenlerine yönelik sözlü cinsel içerikli saldırıya karşı da tutum geliştirmek durumunda kaldı. Aydeniz’in yumruğu kabul etmek gerekir ki, kadınlara dönük bu şiddetin yanısıra cinsel saldırının da devreye girmesi sonucu ortaya konulmuş bir karşı saldırıyı barındırmaktadır.

Ardından polisin birine Aydeniz tarafından indirilen yumruk ile birlikte iktidarından muhalafetine Aydeniz ve HDP’ye dönük saldırı korosu başlatıldı. Öyleki birkaç gün içinde Aydeniz’in fezlekesi TBMM’ye getirilmiş oldu.  TBMM Başkanı Mustafa Şentop, fezlekeyi Anayasa Adalet Karma Komisyonu’na havale etti.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da “Polisimize karşı girişilen davranışın bedeli ağır olacaktır” dedi.

İki gün sonrasına ise HDP’ye yönelik provakatif saldırılar düzenlenmeye devam edildi. İstanbul Kadıköy’deki eylem deneniyle  Saliha Aydeniz’i sözde protesto etmek için  bir araya gelen grup, yürüyüş yaparak HDP Genel Merkezi önüne siyah çelenk bırakmak istedi.

 

Anında özsavunma!

Aydeniz’in polise indirdiği yumruk sonrası başlayan linç furyası, bildik faşist, ırkçı ve kadın düşmanı tutumun açık göstergesiydi. Devletin Kürt düşmanlığının daima Kürt kadın düşmanlığı yanı hep işlenegelmiştir. Diğer taraftan egemenler ekonomik kriz başta olmak üzere derinleşen krizlerine karşı da her türlü muhalefete saldırmakta ve bu sıkışma halinden kurtulmak için “dışarda” işgal saldırısı, içerde Kürt halkı ve HDP başta olmak üzere kadınlara, LGBTİ+lara saldırmaktadır.

Bu atmosferde seçim hazırlığı yapan siyasi iktidar bloğu, toplumu şovenizm üzerinden germek istemektedir.

Devletin tüm kurum ve temsilcileri ile Saliha Aydeniz’in yumruğu üzerinden yapmak istedikleri bellidir. Muhalefete gelince söz konusu devlet, beka, polis, bayrak gibi faşizan konular olunca veya Kürt halkına dönük saldırılar, işgal veya HDP’ye dair gözaltı ve tutuklama saldırıları olunca durduğu yer, renk tonu farklı olsa da siyasi iktidarın durduğu yerle daima aynıdır.

Örneğin, yasaklanan hemen her eylemde şiddetin türlüsüne maruz kalan kadınlar, LGBTİ+lar, bedenine ve cinsiyetine yönelik polisin her türlü saldırısına karşı kendini savunmak ve saldırılara karşı anında özsavunma yapmak durumda kalmaktadır. Aydeniz’in yumruğu bir biçimi ile bir özsavunmadır.

 

Bu öfke haklıdır!

Saliha Aydeniz’in yumruğu erkek egemen devletin kadınlara karşı saldırılarına dönük öfkenin somut ifadesidir. Hemen her eylemde kadınlara dönük şiddetin türlüsüne karşı gelişen savunmadır. Bu yumruk aynı zamanda polis ve yargı eliyle kadınlara dönük şiddeti besleyen sisteme karşı bir duruşu ifade etmektedir. Erkek adalete karşı öfkenin dışa vurumudur.

Ama en çok da devletin Kürt halkına, Kürt kadınlarına yönelik intikamcı politikasına direnen Kürt bir kadının isyanıdır. Aydeniz’in yumruğu şahsı üzerinden kendisine oy vermiş milyonlarca Kürt kadınına yönelik saldırıya karşı bir savunmadır.

Bu savunma, devletin Aysel Tuğluk’u hapiste tutarak “rehine politikası” ile Kürt halkından intikam almaya çalışmasına karşı alınmış bir tutumdur. Siyaset yaptıkları için uzun zamandır tutsak edilen Sebahat Tuncel, Gülten Kışanak, Çağlar Demirel, Edibe Şahin, Nurhayat Altun, Gülser Yıldırım gibi onlarca Kürt kadın siyasetçinin tutsaklığının devam ettirilmesine karşı duyulan öfkenin dışa vurumudur.

Aydeniz’in yumruğu İzmir’in orta yerinde güpegündüz Deniz Poyraz’ın katledilmesine duyulan öfkedir.

Kabul edelim ki bu öfke haklıdır, meşrudur, sahiplenilmesi gereken bir öfkedir. Ve elbet bir gün o haklı ve meşru yumruk patriarkal düzenin, erkek egemen devletin tepesine inecektir. Bundan kuşku yoktur.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu