Güncel

Ölümü Değil, Yaşamı Konuşmak Korumak İstiyoruz!

Amed: STK’lar, süresiz-dönüşümsüz açlık grevine dikkat çekmek için Cegerxwîn kültür sanat merkezinde “Tıbbi-Etik VE Hukuki Sorumluluklar” adlı bir panel düzenledi.

Paneli Tabipler Odası, İHD, Diyarbakır Barosu, Barış Anneleri İnsiyatifi, Mazlum-Der, TİHV, SES, Amed Şube ve TUHAD-FED 57. gününde olan süresiz-dönüşümsüz açlık grevinin hukuki, sağlık, toplumsal ve faşist hükümetin hâlihazırdaki yaklaşımını tartıştı.

Açılış konuşmasında 10 bin tutsağın süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladığı ve taleplerinin meşru talepler olduğu, bu taleplerin eğer istenirse bir günde halledilecek bir sorun olduğundan bahsedildi.

Ve dünyada açlık grevleri, ölüm oruçlarıyla ilgili en çok araştırma yapan ülkelerden biri haline dönüştük maalesef. Buda aslında bir ülkede hak ihlalleriyle ilgili araştırma varsa o ülkede, demokrasinin hiç olmadığını, hak ihlallerinin ne kadar fazla olduğunun bir göstergesi olduğunun vurgusu yapıldı.

Daha sonra Amed İHD Başkanı Raci Bilici, Hapishanelerdeki durumu izlemek için bir cezaevi izleme komisyonun oluşturulduğunu bu komisyonda hekimlerin, hukukçuların ve insan hakları savunucuları ortak çalışmalar yapıldığından bahsetti. İzleme komisyonlarının günlük denetimleri yaptığını ve toplanan verilerin bir havuzda toplandığını söyledi.

Bilici, sürece doğru ve bilimsel bir yaklaşımın sergilendiğini ve devletin soruna duyarlı ve hassasiyetle yaklaşması gerektiğini, tecridin insanlık suçu olduğunu, temel insanlık ihlali olduğunu vurguladı.

Amed Eski Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar’da, 3 yıldır yaygın bir şekilde tutuklamaların olduğunu, KCK tutuklamalarının anadilde savunma hakkında yargının biraz olsun yol kat etmediğini, yasal değişikliklerin olması için taleplerde bulunulduğu, süresiz-dönüşümsüz açlık grevinin 3. haftasında Adalet Bakanlığıyla çözüm görüşmelerinin olduğunu ve Kürt sorunundaki tıkanıklığı aşma konusunda değişen pek şeyin olmadığını söyledi. Aktar,  istenirse kanun teklifi verilebileceğini, yasanın bugün yürürlüğe hemen yürürlüğe girebileceğini ve açlık grevindeki tutsakların son derece kararlı olduklarını vurguladı.

Gencay Gürsoy’da açlık grevlerinin geçmişini ve geçmişten günümüze olan yansımasını, İRA ve Gandhi ile örnekledi. 96 ve 2000 zindan direnişlerinden çıkarılması gerekenlerden, yapılan yanlışlıklardan bahsetti. Açlık grevinin vicdan sahibi toplumlarda ses bulabileceğinin vurgusunu yaptı.

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden Prof. Hakan Gürvit, süresiz-dönüşümsüz açlık grevine giren tutsakların sağlık durumlarında sıkıntıların baş gösterdiği ve bu sıkıntıların kalıcı sorunlara dönüşmesinde oluşan Wernicke-Korsakoff hastalığının nasıl oluştuğunu ve hastalığın iki ayrı evresi olduğundan bahsetti. Dengesizlikle başlayan ve unutkanlıkla devam eden bir hastalık olduğundan bahsetti.

Metin Bakkalcı, Tabipler Odasından Eriş Bilal ve BDP’den Meral Danış Beştaş söz alarak açlık grevlerine dikkat çekti.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu