Güncel

RÖPORTAJ | “Umudu durup beklemek değil, direkt hayata geçirmeyi öğrendim!”

İstanbul: Bahçelievler’de bulunan Kanatçı Haydar restoranın da çalışan Günay Kılıç isimli işçi haklarını istediği için çalıştığı restorandan darp edilerek atılmıştı. Kanatçı Haydar önünde direnişini sürdüren Kılıç ile yaşadığı süreci, direnişini ve kazanımını konuştuk. *

Kılıç ilk olarak neden Kanatçı Haydar’da çalışmayı tercih ettiğini anlattı:  “Aslında tekstil işçisiydim. Bir kızım var. 3 sene önce eşimden boşandım ve Kanatçı Haydar’da çalışma serüvenim bu şekilde başladı. Burayı tercih etmemin nedeni saatlerin bana uygun, evime yakın olmasıydı. İlk bir yıl, kızım yani Deniz okula başlamadan önce sabah 10 akşam 6 çalıştım. Haftanın 6 günü çalışıyordum. Kızım okula başladıktan sonra saatler 9-5 oldu.”

Yıllarca asgari ücrete çalıştığını söyleyen Kılıç, “2018’e iki ay kala bize, %5 zam yapmışlardı. Çok komik bir rakam. Onur kırıcı aslında. Birçok arkadaşımız buna itiraz ediyordu. Devlet bize 1.600 asgari ücret verince, bunlar vermiş olduğu % 5 zammı da geri çektiler” dedi. 2018 Ocak ayından 1 Mayıs’ına kadar toplantı istediklerini aktaran Kılıç, “Tehditkâr konuşuyorlardı. ‘Kapı orada, çalışmak istemiyorsanız’ diyorlardı. Aşağılıyorlardı çoğu kez. Bizi hiç karşılarına alıp dinlemediler” diye anlattı. Aynı zamanda birçok çalışanın meslek hastalığına yakalandığını belirten Kılıç, “Benim de boyunda fıtık, sağ parmağımda hissizlik hastalıklarım devam ediyor. Kanatçı Haydar’da yük asansörü yok ve bütün arkadaşlarım meslek hastalıkları yaşıyor” diye konuştu.

Yöneticilerinin boşanmış, çocuklu ve ekonomik gücü olmadığı için kendisini zayıf ve güçsüz görüldüğünü dile getiren Kılıç, “Her şeyi dayattılar, köpeklerini yıkattılar, evlerine gönderdiler temizlik için. Bunlar ek mesai olarak yazılmadı. Ya da herhangi bir ek ücrete dâhil edilmedi. Çalışma saatlerimize dâhil edildi. Ekonomik gücüm olmadığı ve mecbur çalışmak zorunda olduğum için, onlar ömür boyu orada çalışmak zorunda kalacağımı düşündüler” diye ifade etti.

Patrondan işçilere “Canım isterse zam!”

Daha önce sıklıkla çalışma koşullarından kaynaklı kadın işçilerin ve kendisinin işi bırakmayı planladığını belirten Kılıç, resmi tatil olan 1 Mayıs günü de bekçiyi arayarak işe gitmediğini söyledi. İşe gitmediği için şefin kendisini arayarak, neden işe gelmediğini sorduğunu belirten Kılıç şefin kendisine, “Biz çalışıyoruz, dükkan açık neden gelmedin” diye sorduğunu aktardı. Resmi tatil olan 1 Mayıs’ın en temel hakkı olduğunu ifade ederek işe gelmediğini anlatan Kılıç, şef tarafından tehditlere maruz kaldığını aktardı. 1 Mayıs günü çalışmayı mesai olarak yazarlarsa geleceğini söyleyen Kılıç, şefin tepki gösterdiği anlattı.

2 Mayıs günü işe gittiğinde yeni iş sözleşmelerinin konuşulduğunu belirten Kılıç, kendisi ile ilgili sessiz bir trafik olduğunu da aktardı. Kılıç ardından yaşadıklarını şu şekilde anlattı; “ ‘Günay izin aldı 1 Mayıs’ta’ diyerek diğer arkadaşları pasifize etmeye çalıştılar. Onları bastırmak, ayaklandırmamak için. Çünkü ben işimden çıkarılmadım. Hatta arkadaşlarım bana dedi ki ‘sen gelmedin, keşke biz de gelmeseydik. Sana bir şey yapmadılar.’ Ben de ‘bize bir şey yapamazlar’ dedim. ‘Bu bizim temel hakkımız.’

Yeni iş sözleşmelerini imzalayanlara 400 lira zam verileceğini fakat çalışma saatlerinin 3-4 saat uzatılacağını anlatan Kılıç, anlatımlarına şu şekilde devam etti: “Bu insanlar bize 2-3 yıldır zam vermiyor. Patron zaten bize ‘canım isterse zam veririm’ diyor. Oranın bel kemiği de kadınlar, patron işçiler arasında ayrıştırmaya gitti. Ben bunu da tartıştım. Kadınlar kimsenin umurunda değil, mobbing, şiddet ve üzerine yürümeler ya da kapı göstermeler, onlar bize evdeki karısı, kızıymış gibi davranıyorlar. Ben bunu toplantıda da dile getirdim, ‘biz kimsenin karısı kızı değiliz. Bizim burada ortak çıkarımız emeğimiz.’ Orada en zor koşullarda çalışanlar kadınlar.”

3 Mayıs günü, hiçbir şey olmamış gibi işe gittiğini dile getiren Kılıç, “Saat 4’te yemeğe çıktık. Sonra biz yemek esnasındayken şef geldi ve şefe taleplerimizi ilettim. O da ‘Sen kes sesini, sen siyaset yapıyorsun, sendikacı mısın’ gibi laflar etti. Karşılıklı tartıştık. Daha sonra bizi aşağıdaki odaya aldı. En küçük tınıyı bile algılayacak kameranın olduğu bir oda. Müdür ve şef var. Ben yine bu soruları sorarken şef bana ‘Çık git, toplantıyı terk et, toplantıda sen olmayacaksın’ dedi. İtiraz ettim ve patronu çağırın dedim. ‘Sen kimsin ki terbiyesiz, saygısız’ diye hakaret etmeye başladı. Korkutmaya çalıştılar ve bu şeflerin daha önce de çalışanları dövmüşlüğü var. Ben de elimle masaya vurarak ‘Siz bizim sayemizde 8-10 bin lira maaş alıyorsunuz. Biz olmazsak, siz olmazsınız’ dedim. Bu, masaları yumrukladı şeklinde lanse edildi” diye anlattı.

Kılıç kendisinin mesai bitiminin ardından, patronun kadın çalışanları toparlayarak, toplantı yaptığını anlattı. Çalışan kadınları taleplerinden vazgeçirmeye çalıştığını aktaran Kılıç, patronun nabız yokladığını belirtti.

“Şef tarafından saldırıya uğradım”

4 Mayıs günü işe gittiğinde kendisini patronların çağırdığını aktaran Kılıç devamında şu anlatımlara yer verdi; “Alt yazıhanedeyiz, ben kendi taleplerimi, koşulları ve yaşanan süreçleri anlattım. Sonra alttan almayınca, ‘Bu ofisi neden temizlemiyorsun?’ diye sormaya başladı. ‘Ben temizlemiyorsam, hangi kravatlı çalışanınız temizliyor’ dedim. İş yerinde beni joker elaman olarak kullanıyorlar. Buradan bir şey çıkmayınca dün neden masaları yumrukladın diye sormaya başladı. Hâlbuki böyle bir şey yapmadım. Çıkarken, iki tane kâğıt imzalamamı istediler. Hayır dedim imzalamayacağım. İş akdinin feshedilmesine dair kâğıt ve beni suçlayan maddeler var. 25/2’den yüz kızartıcı suçlar. Sonra ben tepki gösterdim ve şefle aramızda itiş kakış da oldu. Onun göğsüne de vurdum birkaç kere. Oradaki erkekler beni tutup aşağı götürmek istedi, ama bu konuda onları uyardım. Sonra şef geldi, ağzımı kapattı, boğazımı sıktı. O an öleceğimi hissettim. Çalışan arkadaşlar da ‘Günay boğuldu’ diyerek paniklediler. Sonra patron gelip ‘Şov yapma’ dedi. Ona da tepki gösterdim. Burada yazılan hiçbir şeyi kabul etmiyorum, dedim. Ben oradan çıktıktan sonra patron dâhil 3 kişi karakola gidip suç duyurusunda bulunuyorlar. Cumartesi günü beni ifadeye çağırdılar. Karakola gittim, darp edildiğimi söyledim. Bahçelievler Devlet Hastanesi’ne gidip darp raporu aldık. Kamera kayıtlarını istedim, ama savcının zaten isteyeceğini söylediler

Ardından işçiler arasında tazminat olarak 16 milyar para verdikleri söylemlerinin yayıldığını ifade eden Kılıç, “Kadın işçiler de bana 16 bin alıp almadığımı sordular. Devamında şöyle bir söylem çıkmış, ben 16 bini beğenmemişim 100 bin istemişim. Oysa benim tazminatım 10 bin” dedi. Yaşananların ardından hukuki süreç başlattıklarını aktaran Kılıç Kanatçı Haydar önünde direnişe geçtiğini belitti. Kılıç restoran önünde yaşadıklarını şu şekilde anlattı; “İlk açıklamamız pazar günü olmuştu. O gün Kanatçı Haydar müşteri almamış, çalışanların yakınlarına yemek vermiş. O gün şefler ‘Kadına uzanan eller kırılsın’ yazılı döviz hazırlamışlar ve oraya gelen kadın arkadaşların ellerine tutuşturarak, ‘Günay yalan söylüyor’ diyerek video çekmişler. Bana anlatılanlar bunlar.”

İkinci hafta gerçekleşen basın açıklamasında ise çalışanların camlara yaklaştırmadıklarını ifade eden Kılıç, Kanatçı Haydar’da birçok işçiyi işten çıkardığını, hepsinin mahkeme yolunda olduğunu aktardı, kendi yaşadığı süreçte işten ayrılan 15 yıllık İbrahim adlı çalışanın önce tazminatını vermediklerini, kendi eyleminin kamuoyunda yer almasıyla birlikte, İbrahim adlı çalışanın da kendi eylemine destek vermemesi için bütün haklarını verdiklerini ifade etti.

Kılıç yaşadığı sürecin ardından, sendikal çalışmaların geliştirilmesi gerektiğini ve işçilerin buna hazır olduklarını söyledi. “Uyuyan devleriz dokunulduğunda bu açığa çıkıyor aslında. Kararsız değiliz, kararlıyız. Yeter ki dokunulabilsin” diyen Kılıç, işçilerin direk harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Kılıç, direniş sürecinin ardından hislerini şu şekilde aktardı; “8 Mayıs’tan itibaren bambaşka bir evreye geçtim. Daha cesur ve kararlıyım. Kendimi daha iyi hissediyorum. Daha güçlü ve iyimserim. Umudu durup beklemek değil, direk hayata geçirmek, bugünlerde bunu öğrendim, harekete geçiyorum.”

Kılıç son olarak da taleplerini de şu şekilde sıraladı; 1 Mayıs dâhil, dini ve resmi bayramlarda çalışma saatlerinin mesai olarak geçirilmesi, verilen %5 zammın geri verilmesi, maaşlarda iyileştirme, 6 ayda bir ikramiye, her yıl da zam.

* Röportajı gerçekleşmemizin ardından 2 Haziran Cumartesi günü Kanatçı Haydar ile Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF)’in yaptığı görüşme sonucu Kılıç, tüm taleplerinin kabul edildiğini, Kanatçı Haydar önünde yaptığı basın açıklaması ile duyurdu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu