Dünya

Turgut Kaya, “Devrimci İrade Teslim Alınamaz!”

Türkiye’ye iade kararının durdurulması ve bir an önce serbest bırakılmak için girdiği açlık grevine devam eden  Turgut Kaya, Yunanistan'ın iade kararına  dair bir açıklama yaparak, kimliğine yönelik saldırıları reddettiğini dile getirdi.

H.Merkezi: Türkiye’ye iade kararının durdurulması ve bir an önce serbest bırakılmak için girdiği açlık grevine devam eden  Turgut Kaya, Yunanistan’ın kendisini Türk Devletine iade kararına  dair bir açıklama yaparak, kimliğine yönelik saldırıları reddettiğini dile getirerek, her iki devletin hâkim sınıflarının proletaryanın ve halkların çıkarlarını savunan devrimcilere ve komünistlere yönelik gerici faşist uygulamalarına karşı durmanın, teşhir etmenin, haklı meşru ve devrimci bir görev olduğunu vurguladı.

Kaya’nın kaleme aldığı değerlendirme şu şekilde;

“Kimliğime Yönelik Tüm Saldırıları Red Ediyorum”

“Yunan devleti tarafından siyasi bir rehine olarak tutulmaktayım. Yunan devleti faşist TC devleti tarafından çıkartılan interpol araması gerekçesiyle şahsımı hırsızlığı ve katilliği tescillenmiş Erdoğan hükümetine iade etmek istiyor. Bu karar Yunan yargısının gerçek yüzünü göstermesinin yanında Yunan devletinin hâlihazırda takındığı pratik tutumla birlikte düşünüldüğünde söz konusu devrimci ve komünistler olduğunda her iki devletin gerici sınıflarının nasıl uzlaştıklarını göstermesi açısından anlamlıdır.

Yunanistan ile Türkiye arasında her iki devletin hâkim sınıflarının arasında yaşanan dalaşın, savaş çığırtkanlığının, kriz haberlerinin altında tarafıma yönelik Yunan devletinin gerçekleştirdiği bu uygulama ve süreç boyunca izlediği politika gerçekte devrimci kimliğime yönelik bir saldırıdır. Çünkü biz biliyoruz ki ne Yunan ne de Türkiye halkı arasında her iki devletin hâkim sınıflarının iddia ettikleri gibi bir gerginlik ve düşmanlık bulunmamaktadır. Aksine Yunan ve Türkiye proletaryasının, her iki devlette yasayan halkın sınıfsal çıkarları ortaktır. Ege’de, Kıbrıs’ta ve Trakya’da eşit ve kardeşçe yaşamaktan yanadır. Durum bu kadar açıkken Yunan ve Türk hâkim sınıfları arasında yaratılan her türlü gerginlik, doğrudan doğruya kendi sınıf çıkarları içindir. Proletaryanın ve her iki yakadaki halkımızın çıkarına değildir.

“Ege’de, Kıbrıs’ta ve Trakya’da yaşanan gerginlikler egemenlerin çıkar çatışmalarıdır”

Bu gerçeğe rağmen Yunan ve Türk hâkim sınıfları kendi sınıfsal çıkarları için yaşadığımız coğrafyada gerginlik çıkartmaya, savaş çığırtkanlığı yapmaya devam ederken, proleteryaya, halka, devrimci ve komünistlere yönelik saldırılarda ortaklaşmaktadırlar. Bu saldırganlığın ve işbirliğinin son örneğini ise şahsıma yönelik gerçekleştirilen faşist Türk rejimine iade etme kararı ve tutuklu olduğum sürece uygulanan politikalardır.

Çünkü aynı Yunan “bağımsız” yargısı söz konusu Gülenci olduğu iddia edilen faşist darbeci Türk subaylarını Türkiye’ye iade etmeme kararı almıştı. Bu durum söz konusu devrimci komünistler olduğunda her iki devletin hâkim sınıflarının nasıl ortaklaştığını da göstermesi açısından anlamlıdır.

Oysa bizler çok iyi biliyoruz ki her iki devlet de emperyalizmin birer yarı sömürgesidir ve özellikle de emperyalizmin askeri saldırı örgütü olan NATO’nun içinde yer almaktadırlar. Gerçekte her iki devletin hâkim sınıfları da sınıfsal olarak kardeştirler ve çıkarları aynıdır. Ortaktırlar. Bu nedenle söz konusu proleterya, Yunan ve Türkiye halkları olduğunda saldırılarında ortaklaşmaktadırlar. Günümüzde Ege’de, Kıbrıs’ta ve Trakya’da yaşanan gerginlikler tamamen her iki devletin hâkim sınıflarının kendi arasındaki çıkar çatışmasından, dalaştan öte bir anlam ifade etmemektedir ve kendi sınıfsal çıkarlarına hizmet etmektedir. Aynı hâkim sınıflar söz konusu proleterya ve halklar olduğunda saldırılarında ortaklaşmakta bir an için bile tereddüt etmemektedir.

Söz konusu sınıfsal çıkarlar olduğunda hâkim sınıflar proleteryaya ve halklara karşı saldırıda ortaklaşmaktadır.  Kendi aralarındaki çelişkiler tali duruma düşmektedir. Son süreçte Ege’de, Kıbrıs’ta ve Trakya’da yaşanan gerginlik ve dalaş özellikle bu bakış açısıyla incelenmelidir.

“Hiçbir gücün devrimci ve komünistler üzerinden pazarlık yapılmasına izin verilemez”

Yunan ve Türk hâkim sınıflarının bu türden savaş çığırtkanlığı içeren politikalarına karşı durmak, proleteryanın Yunan ve Türkiye halkının çıkarlarının ortak olduğunu haykırmak,  günümüzde yaratılmaya çalışılan savaş çığırtkanlığına karşı durmak doğru politik tutum ve devrimci tavırdır. Her iki devletin hâkim sınıflarının proletaryanın ve halkların çıkarlarını savunan devrimcilere ve komünistlere yönelik gerici faşist uygulamalarına karşı durmak, teşhir etmek, haklı meşru ve devrimci bir görevdir.

Bu amaçla Yunan devletinin devrimci kimliğime açıktan bir saldırı anlamını taşıyan faşist TC rejimine iade edilme kararını kınamak ve derhal serbest bırakılma talepli 31 Mayıs’ta başlattığım açlık grevi eylemini sürdürüyorum. Hiçbir gücün devrimci ve komünistler üzerinden pazarlık yapılmasına izin verilemez.

Kahrolsun emperyalizm faşizm ve her türden gericilik…

Yaşasın Yunan ve Türkiye halklarının eşitliği…

Yaşasın proleterya enternasyonalizmi…

Yaşasın enternasyonal dayanışma…

06.06.2018

Turgut Kaya”

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu