İstanbul: Dün tutsaklara dönük saldırıları protesto etmek için gittikleri Silivri Hapishanesi önünde gözaltına alınan ve akşam saatlerinde serbest bırakılan Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi üyeleri ve basın emekçileri, bugün, İHD İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenleyerek saldırıyı protesto etti ve dün okuyamadıkları açıklamayı kamuoyuna yaptı.
İnisiyatif adına konuşan Zarife Çamalan dün yaşanılan saldırıyı aktardı ve “Tüm baskılara ve engellemelere rağmen biz her türlü koşulda sesimizi duyurmaya, içerideki tutsaklarımızın sesi olmaya, o duvarları parçalayıp dışarıyla içeriyi birleştirmeye devam edeceğiz” dedi. Ardından gözaltına alınan DİHA ve ETHA muhabirleri birer konuşma yaptı.
Basın emekçileri “Pes etmedik, etmeyeceğiz de”
İlk olarak konuşan DİHA muhabiri Yağmur Kaya, kendisinin gazeteci olduğunu fark eden hapishane önünde tutuklu yakınlarının kendi çocuklarına yönelik işkenceleri anlatmaya başladığı sırada jandarmanın gelerek kendisine “çekim yapmanın yaksa olduğunu bilmiyor musun” diyerek engel olmaya çalıştığını, tutuklu yakınları ile muhabirleri karşı karşıya getirmeye çalıştığını anlattı. Kaya, tutuklanan gazetecileri anımsatarak baskılara karşı özgür basın mücadelesini devam ettireceklerini vurguladı ve “Pes etmedik, etmeyeceğiz de” dedi.
ETHA muhabiri Havva Cuştan ise özgür basına yönelik baskının Osmanlı’dan, TC devletinin kuruluşundan itibaren var olduğuna, bir devlet geleneği olduğuna dikkat çekti ve “Özelikle OHAL sonrası özgür basın emekçileri çok ciddi baskılara maruz kalıyor. Benim ve Yağmur’un gözaltına alınması kişisel bir olay değildir, aynı zamanda halkın haber alma hakkını engellemeye dönük bir girişimdir. Biz oraya işkencenin insanlık suçu olduğunu söylemeye gitmiştik. Bunlara rağmen ne Saray ne de iktidara biat edeceğiz” dedi.
Cuştan’ın ardından konuşan Av. Hüseyin Boğatekin dünkü saldırının devletin OHAL özeti olduğuna dikkat çekerken, gözaltına alınanlardan tutsak yakını Ali Doğan da işkencenin deşifre edilmesi için çalışılması gerektiğini söyledi.
İnisiyatif 7 Kasım’da, Bakırköy’e çağrı yaptı
Son olarak Silivri Hapishanesi önünde okunması engellenen açıklamayı Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi üyesi Abdülmelik Yalçın, “Ülkemiz hapishaneler tarihi aynı zamanda işkenceler, baskılar ve katliamlar tarihidir” dedi. Yalçın, OHAL ile birlikte cezaevlerinde baskıların arttığına dikkat çekerek, Silivri Cezaevindeki çeşitli işkenceleri şöyle anlattı: “28 Nisan 2016 günü Silivri Cezaevinde bulunan devrimci tutsak Müslüm Cevahir Vurucu hapishaneye getirildiğinde çıplak arama işkencesine maruz kalmış, yapılan dayatma karşısında direndiği için de işkence yapılmıştır. Devamında ise 2 ay görüş yasağı ile iletişim yasağı almıştır. 13 Ekim’de de Silivri’de bir kadın tutsağın göğüslerinin ucu sıkıldı, kafası duvarlara vuruldu ve vücuduna iğne batırıldı. Silivri 9 Nolu F Tipinde kısa bir süre önce ameliyat olan Aysu Baykal adlı tutsak darp edilmiş, kasıkları tekmelenmiş yapılan saldırı sonucu kanama geçirmiştir.”
Yalçın, Silivri’de sosyal etkinliklerin 2 buçuk saate indirildiğini, havalandırmaya, banyoya kamera takıldığını ve hakkında toplatma kararı olmayan kitap dergi ve gazetelerin toplatıldığını sözlerine ekledi. Açıklama ortak mücadele ve 7 Kasım’da, saat 12.00’de Bakırköy Hapishanesi önünde yapılacak eyleme çağrı ile sona erdi.
