İzmir: Muhalif basına yönelik kapatmalar ve saldırılar İzmir’de kitlesel bir şekilde proteto edildi.
Devletin muhalif basına yönelik yaptığı kapatmalar, operasyonlar, gözaltılar, tutuklamalar protesto edilerek “Özgür basın susturulamaz” denildi.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri‘nin örgütlediği eylem Cumhuriyet Meydanı’nda yapıldı.
Eylemde ortak pankart olarak “Susma, sustukça sıra sana gelecek“pankartı açılırken, Genel İş İzmir 2 Nolu Şube “KHK’lerle çıkarılan tüm yasalar iptal edilsin. OHAL kaldırılsın. Basın üzerindeki baskılar son bulsun“, HDP İl Örgütü “Tüm darbelere karşı demokratik direniş“veGültan Kışanak ve Fırat Anlı‘nın resimlerinin bulunduğu“Halkın iradesi teslim alınamaz“pankartlarını açtı.
Kapatılan DİHA, JINHA, Özgür Gündem ve Azadiye Welat çalışanları da, “Özgür basın susmadı, susmayacak“yazılı pankartı taşıdı.
Partizan ve Yeni Demokrat Gençlik eyleme gözaltında bulunan Özgür Gelecek muhabirleri Sinem Özkan ve Togay Okay, YDK aktivisti Elif Kaya ve YDG’li Metin Özken‘nin resimlerinin yer aldığı, serbest bıraklımalarını isteyen dövizlerle katıldı.
HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ve Dersim’in Ovacık ilçesi Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu‘nun da yer aldığıeylemde kitle tarafından sık sık “Kahrolsun faşist diktatörlük”, “Özgür basın susturulamaz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Kurdistan goristan ji bo faşistan” gibi sloganlar atıldı.
Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını okuyan TMMOB İKK Sözcüsü Melih Yalçın, darbe girişimini fırsata çeviren AKP’nin, biat etmeyen, demokrasi, barış ve özgürlük talep eden tüm kesimleri hedef alan saldırılarına her gün bir yenisini eklediğini belirtti.
T. Kürdistanı’nda belediyelere atanan kayyumlara ve tutuklamalara da değinen Yalçın, “Seçim yoluyla ele geçiremediği belediyeleri darbe hukukuyla gasbetme yolunu seçen siyasi iktidar, Kışanak ve Anlı‘yı tutuklayarak Kürt sorununda demokratik, barışçıl çözüm seçeneğinden ne kadar uzak olduğunu göstermiştir. Yüz binlerce insanı temsil eden Kışanak ve Anlı ile birlikte esir alınan, tehdit edilen, ülkenin barış umududur” dedi.
“Bu saldırganlığa karşı bir arada durmalıyız”
15 Temmuz’dan bu yana onlarca televizyon, radyo, haber ajansı ve gazetenin yayınına son verildiğini hatırlatan Yalçın, “Dün İMC TV’yi, Dicle Haber Ajansı’nı ve birçok muhalif haber kaynağını, bugün Cumhuriyet’i hedef alan bu saldırıların yarın yine emek ve demokrasiden yana bir çizgide gazetecilik yapanları hedef alması hiç de uzak bir olasılık değildir. Özelde basın özgürlüğüne, genel olarak ise tüm özgürlüklere yönelik bu saldırganlığa karşı bir arada durarak ‘geçit yok‘ demezsek, yarın saldırıların dozunun hangi aşamaya varacağını kestirmemiz bile imkansızdır” diye belirtti.
Yalçın son olarak, OHAL yasaklarına, baskılarına boyun eğmeyeceklerini, sivil darbe karşısında diz çökmeden emeğin, barışın ve demokrasinin Türkiye‘sini kurma mücadelesini sürdüreceklerini ve OHAL sopasıyla terbiye edilmeye çalışılan kişi ve kurumlarla omuz omuza duracaklarını bir kez daha hatırlatarak sözlerini noktaladı.
Basın açıklamasından sonra eylem alkış, zılgıt ve sloganlarla sona erdi.
