Kadın

Kadının görünmeyen, değersizleştirilen emeği üzerine

(Özgür Gelecek Sayı 60)

Herkesin “hemfikir” olduğu bir belirlemedir; emeğin en yüce değer olduğu… Ancak mesele ne zaman ki, emeğin değerinin-hakkının verilmesine gelir; işte o zaman çıkar çatışması (gerçek tanımıyla sınıf çelişkisi-çatışması) ortaya çıkar. Bir yanda, emeği ve sahibini iliğine kadar sömürenler, diğer yanda emek gücünden başka bir şeyi olmayanlar. Yani bir yanda burjuvazi, diğer yanda proletarya…

Bir işin yapılması için harcanan beden ve beyin gücü olarak tanımladığımız emek kavramı insanın insanlaşmasının ve toplumsal gelişimin temel taşıdır. İnsanın doğa karşısındaki savaşımında en önemli etken olan aletlerin yapılması yine emekle ilgilidir. Emek insanı özgürleştirmiş ve doğaya karşı verdiği mücadelede önemli başarılar kazanmasını sağlamıştır. Ancak gelişen iş bölümü, özel mülkiyetin ortaya çıkması ve üretim araçlarının toplumdan bireye kaymaya başlamasıyla, bu durum tersine dönmüştür. İnsanı var eden ve özgürleştiren emek, bu defa tutsaklaştırır. Mülksüz olanlar üretim araçlarına sahip olanlara, emek gücünü satıp, pazar için üretim, yani meta üretimi yapar. Aldığı ücret karşılığında, kendi ürettiği yaşam araçlarını, yeniden satın almak zorunda bırakılır. Ne emeğinin ne de ürettiğinin sahibidir. Ortaya çıkan bu yabancılaşma olgusu giderek derinleşir.

Emeğin üretkenliğinin artması, ortaklaşalığını azaltır. Kavramın “basit”, “nitelikli”, “faydalı”, “faydasız” emek vb. eklemelerle çoğalıp genişlemesini de getirir. Bu diyalektik, insanın evrimi dolayısıyla ilkel komünal dönemden kapitalist-emperyalist çağa toplumsal dönüşümüyle birlikte gelişen bir olgudur. Dolayısıyla günümüzde bilim ve teknolojinin sürekli ilerlemesi üretim araçlarının niteliğini, üretici güçlerin etkinliğini artırması sonucunu doğurmuş, emeğin üretkenliğinin sınırları alabildiğine genişlemiş-genişlemektedir. Devrimsel gelişmelerle insanlık yeni yeni ufuklara açılmıştır. Ancak bu gelişim toplumsal bir üretimin sonucuyken, getirileri bir bütün insanlığın değil, üretim araçlarını tekelinde bulunduran bireylerin refahı için kullanılmıştır. Sınıfsal çelişkiler, giderek derinleşirken sistem ataerkil yapısından kaynaklı cinsler-özelde kadın-erkek-arasındaki çelişkiyi de derinleştirip beslemiştir.

 “İnsanın özü, tek tek her bireyde var olan bir soyutlama değildi. Gerçekte insanın özü toplumsal ilişkilerin toplamıdır.” Marks’ın bu tanımlaması bizi maddeye götürür. Maddenin sürekli bir devinim ve değişim içinde olmasına; dolayısıyla “özün” maddiliği ve toplumsal değişimle birlikte farklılaşma göstereceğine götürür. Bu durum hayvanlar, insanlar, bitkiler vs… arasındaki ilişkileri kapsadığı gibi insan türü içindeki cinsler arasında ilişkileri de kapsar. Bugün hepimizin kabul ettiği bir “toplumsal cinsiyet” olgusundan bahsediyoruz. Cinsiyet olgusu biyolojik bir durumken “toplumsal cinsiyet” insanın toplumsallığı ile açıklanıyor. Üretim ilişkileri ve cinslerin toplumsal üretimdeki rolleri, toplumsal cinsiyetin belirlenmesindeki temel etkendir. Ancak bugün kadının toplumsal üretime daha fazla katıldığı ülkelerde dahi kadın emeğinin ciddi bir şekilde ataerkil yapının baskısı altında olduğu ortadadır. Bizim gibi yarı-feodal yarı-sömürge ülkelerde ise kadının büyük oranda toplumsal üretimden soyutlanıp eve hapsedildiğine, evde ve ev iktisadında harcadığı emeğin ise yok sayıldığına tanıklık ediyoruz.

İlk insandan günümüze, eşitlikten trajediye evrilen cinsler arası ilişki bugün her yanıyla ezen-ezilen çelişkisi üzerinden ciddi bir çatışma içerisinde ve keskin bir hatta ilerlemektedir. Kadın emeğinin değersizleştirilmesi, görülmemesi bu çelişkinin önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Dolayısıyla, esas müdahale, öncelikli çalışma kadının emeğinin görülmesini, değerini ortaya çıkarmak ve her şeyden önce de bu değeri emeğin sahibine göstermek olmalıdır. 3 aydır yürütmekte olduğumuz kampanyanın hedeflerinden biri bu oldu. 15-16 Haziran’da sonlandıracağımız ancak yaz ayları boyunca da farklı şekillerde ve araçlarla işlemeye devam edeceğimiz EmeKadın Kampanyamız boyunca edindiğimiz deneyim de meselenin bu boyutunun ne denli önemli olduğunu göstermektedir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu